• BIST 8770.44
  • Altın 2238.232
  • Dolar 32.3371
  • Euro 35.1083
  • Bursa 10 °C
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 6 °C

Faruk Çelik'e kulak verin!

Aydın Güneş

Gıda, Tarım ve Hayvancılık eski Bakanı Faruk Çelik'in son günlerde sosyal medya hesabından yaptığı çağrılar hükümet tarafından pek karşılık bulmasa da gerçekten büyük önem taşıyor.

Faruk Çelik'in gıda güvenliği ve hayvancılık konularında yaptığı önemli çağrılar, önümüzdeki birkaç yıl içinde yaşanması muhtemel gıda krizinden büyük yara almadan atlatmamızı sağlayabilir.

Planlanan yada öngörülen gıda kıtlığını anlamak için Economist dergisinin kapağına bakmak yeterli olacaktır sanırım.

Dünya genelinde beklenen ekonomik krizle birlikte yaşanacak gıda sorununa karşı ivedilikle önlem alınmazsa büyük sorunlarla karşılaşmamız olası görünüyor.

Oysa, kayasında bile ot yeşeren cennet Türkiye, böyle bir krizden en karlı çıkabilecek ülkelerin başında geliyor.

Çok klasik olacak belki ama en net örnek olacağı için yine Hollanda kıyaslamasını yapacağım.

Ekilebilir alanı öte dursun tüm yüz ölçümü Konya büyüklüğünde olan Hollanda, geçen yıl tarım ihracatından 120 milyar dolar elde ederken, 38 milyon hektardan fazla ekilebilir alana sahip ülkemizde bu rakam 20 milyar dolar civarında gerçekleşti.

Gerçekten içler acısı bir durum. İhracat bir yana, yanlış politikalar sonucu kendi ülkemizde yetişen ürünleri alamaz duruma geldik.



Peki deneyimli siyasetçi Faruk Çelik ne diyor?

Yaşanacak gıda krizine karşı tespitlerde bulunan eski Bakan Çelik;

"Gıda güvenliği konusunda kesin çözüm elbette üretimin sürekliliği ve artmasıdır.

Halen ekimi yapılıp da bu yıl hasat edilecek ürün neredeyse kalmadı. Yapılacak şey, hasat-nakliye-pazar-ev eksenindeki zayiat ve israfın önlenmesidir. Sağlıklı depolama, doğru nakil ve tüketim.

Ülkemizde her yıl 170 milyon tonluk üretim için girdi kullanılıyor. Ne yazık ki üretimde bunun %30'u kayboluyor. Bu nedenle üretimimiz 120 milyon ton civarında kalıyor.

Sofraya gelene kadar nakliye-pazar-paket-evde ki kayıplardan sonra 90 milyon ton iniyor.

Bu da 80 milyon ton kayıp demektir.

Çözüm; ekimden-hasada bilinçli, az girdi-az kayıpla üretmek.
lisanlı depoculuğun ürün desenini genişletmek.

Soğan-patates gibi kayıp oranı yüksek ürünlere çözüm üretmek.
Paket ve sunum standartlarını yükseltmek. Bilelim ki ürettiğimiz kadar israf ederek gıda güvenliği sağlanamaz."



Faruk Çelik et ve süt konusunda şu tespitlerde bulunurken çözümle ilgili atılacak adımları şöyle sıralıyor:

"Ülkemizde tarımda sık, sık tartışılan konulardan biri de Kırmızı Et ve Süt fiyatları.

Halbuki büyükbaş ve küçük baş hayvan sayılarında; Avrupa’da küçükbaş hayvan sayısında 1, büyükbaş hayvan sayısında ise 2. sıradayız.

O zaman sorun nerede?

İnsanımızın ucuz-sağlıklı et ihtiyacının karşılanması, hayvanların ot(yem)ihtiyacının karşılanmasına bağlıdır. Otunuz az ise etiniz de sütünüz azdır.

Pahalıysa da et pahalıdır.

Bizde maalesef yem hem az hem de büyük bir maliyet.

Ayrıca yem 2 kez pahalıdır. Bu ne demektir?

Birincisi, biz kesif yemde ithalata bağımlıyız.

İkincisi, hayvan varlığımız verimli değildir.

Avrupalı bir hayvandan 1 yılda, ortalama 350 kg et ve günlük 25 litre süt alırken biz 275 kg et, günlük 10 litre süt alırız.

Bu nedenle yem bizde iki kat pahalıdır.

Çözüm; yem ihtiyacının karşılanması için Meralarda EKİM YASAĞININ KALDIRILMASI ve etkin kullanılmasıdır.

14 milyon hektar meramızdan, yem bitkisi ekimine uygun yerlere yem bitkisi ekilmelidir. Halen yem bitkisi ekilen verimli yerler boşa çıkacağından ek Hububat ekim alanı kazanılacak.

Yem bitkisi ekimi veya ıslahı şartıyla mera alanları Hayvancılık yapanlara, yaptıkları süre için bedelsiz verilmelidir.

Eskiden su akar Türk bakar derlerdi, şimdi meralar boş yatar hayvancılık yapan bakar olmamalı

Diğer sorun nitelik sorunudur. Aynı besi süresinde aynı yem miktarıyla daha yüksek et-süt verimi alınacak, karkasta 275 kg olan et verimini 350 kg süt verimini 20lt üzerine taşıyacak nitelikli hayvan varlığına ulaşılmalıdır.

Böylece yeme ödenen her Kuruşun karşılığı alınmış olur.

Hayvan varlığımızın nitelik kazanması için kaliteli damızlık, boğa, suni tohumlama ve mutlaka EMBRİYO TRANSFERİ yönteminin bir seferberlik halinde yürütülmesi gerekir. Akamete uğratılan Embriyo Transferi mutlaka uygulanmaya konmalıdır.

Beyler düşük verimli ırk demek, daha uzun besi süresi, daha fazla yem ithali demektir.

Hayvan Varlığımızın ıslahı şarttır."

 

Velhasıl Kelam, Faruk Çelik'in bu çağrılarına kulak verilmeli!

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2015 Bursa Bakış | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0224. 408 35 78- Haber İhbar Hattı: 0544.201 80 43 Faks : 0224.408 35 78