• BIST 10276.88
  • Altın 2390.367
  • Dolar 32.335
  • Euro 34.7427
  • Bursa 11 °C
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 9 °C

Samanlı’nın yokuşlarını aştım da geldim

Samanlı’nın yokuşlarını aştım da geldim
Bu güzel doğanın sadece göl etrafıyla sınırlı olmadığını, tepelerde çok güzel mahallelerin, Karadeniz’i aratmayan bir de yaylasının olduğunu ...

O yamaçlarda 30 kilometre koşunca iki ayak tırnağımı kaybettim ama olsun, memleketin bir güzel yerini daha keşfetmiş oldum. 

Bu benim hayatımdaki ikinci maraton maceram oldu. Öyle çok iyi bir koşucu filan değilim. Sadece sporu ve doğada olmayı seviyorum. “İkisi bir arada olunca gerisi teferruattır” dedim ama galiba bu kez sonucu biraz acılı oldu. 
Geçen yıl Kapadokya’dan tecrübeliydim güya... Sapanca’da bir ultra maraton olduğunu duyunca hemen gitmeye karar verdim. “Nasılsa daha sıkı çalışır, bu kez kendimi paralamam” diye düşündüm. Öyle ki usta koşucular Elena Polyakova ve Alper Dalkılıç’tan tüyolar bile aldım ‘kısa zamanda iyi hazırlık için’... Ancak son gün geldiğinde hâlâ 1 metre dahi koşmamıştım.

Samanlı’nın yokuşlarını aştım da geldim (Ultra Sapanca Dağ Koşusu)
Samanlı’nın yokuşlarını aştım da geldim (Ultra Sapanca Dağ Koşusu)

Nefes kesen yokuşlar

400 kişi, 10’dan geriye saydık... Sapanca’da belediye binası önünden başladı 30 kilometrelik serüven... İlk kilometrelerde her şey güzeldi. Hava parçalı bulutlu, güneş yüzünü göstermeye nazlanıyor, göl kenarı püfür püfür esiyordu. Saatte yaklaşık 10 kilometrelik bir hızla koşuyordum.

 

“Üç saate bu iş tamam” diye geçiriyordum aklımdan. Ancak öyle olmadı. 4.500 metreden sonra göl bitti. Yokuş başladı, ve bu yokuş yarış sonuna kadar hiç bitmedi...

Samanlı’nın yokuşlarını aştım da geldim (Ultra Sapanca Dağ Koşusu)

Göl kenarından sonra orman içinden bir patikaya saptık. Her yer yemyeşil... Yanıma cep telefonu ve kulaklık almıştım müzik dinlemek için. Ancak kuşların sesi öyle senfonik geliyordu ki, kulaklığı hiç kullanmadım bile. Yokuşları çıktıkça göl de kendini gösteriyor, manzaraya doyum olmuyordu. Tabii tüm bu güzel şeyler ilk 10 kilometrenin içinde olup bitiyordu. Derken yarışın ilk saati geride kalmış, iki haneli kilometreler başlamış, güneş tam tepeye yükselmiş, eğimse ‘nefes kesen’ hal almıştı... 2000 metrelere tırmandıkça koşmayı istemsizce bıraktım. Artık yürüyordum...

Yarış öncesinde verilen bilgilerden biri de ‘Arılardan nasıl korunacağımız’ konusuydu... Organizasyonu yapan ‘Unlimited Academy’nin uzmanlarından Veysel Güler’in açıklamaları son derece ilginçti: “İki yerde arı kovanları var. Buralarda yolun diğer tarafına geçip kolları sallamadan hızlıca geçin.” Kovanları görünce denileni yaptım, esas duruşta arıları geçtim. Beni sokmadılar. Ama yarışa katılan yaklaşık 400 kişi arasından talihsiz iki kişi bal arılarının iğnesinden nasibini almıştı.

Samanlı’nın yokuşlarını aştım da geldim (Ultra Sapanca Dağ Koşusu)

Bu arada arıcı Sinan Hamza’yla maratona ‘ultra’ bir ara verip sohbet ettim. Meraklılarına söyleyelim, geçen yılın aksine bu yıl kestane balı oldukça randımanlı. Kilosu 100-120 TL arasında. Bal deyip geçmeyin, ilaç bu ilaç...

Kiremit örtülü evler, saman balyaları yüklü traktörler, hortumla bahçesini sulayan köylüler... Bunlar her yerde görülecek manzaralar değil. Hele yarış sonunda bitiş noktasının olduğu Soğucak Yaylası, dağların arasında inanılmaz bir güzelliğe sahip. Göz alabildiğine uzanıyor yayla dağların arasında. Ormanların içinden geçerken Sapanca’yı besleyen kaynak sularını da her yerde gördük. Suluklarımızı önceden doldurmaya gerek kalmadı. Her yerde şırıl şırıl sular akıyordu. Suları pet şişelere doldurup satanların buralara neden üşüştüğünü anlamak hiç de zor değildi...

 

Bu tür maraton organizasyonları son birkaç yıldır Türkiye’de epey revaçta. İnsanlar seyahat etmek için artık bir başka yol daha buldu. Koşmak... Koşunca daha önce hiç bilmediğin yollardan, patikalardan geçiyor, otomobille ya da herhangi bir araçla göremeyeceğin yerleri görüyorsun. Bence koşarak gezmenin çok ayrı bir anlamı var spordışında. “Ne yürümek kadar yavaş, ne de otomobil kadar hızlı...”

Şimdi Sapanca’nın tam zamanı

Unlimited Academy’nin organize ettiği yarışların bu yıl ikincisi yapıldı. Bölgenin beş yıldızlı otellerinden NG Sapanca da koşuya destek veriyor. Yarış belediyenin önünden başladı. Ancak  ne belediye başkanı ne de başka bir yetkili başlangıç noktasındaydı. Yol boyunca polis ekipleri ve jandarma koşuculara eşlik etti. Ankara ve İstanbul’a çok yakın olan Sapanca’da birbirinden güzel aktiviteler sürekli yapılıyor. Evliya Çelebi’nin de uğrayıp notlar tuttuğu, Frigyalıların bir dönem yaşadığı, bir krallığa da ev sahipliği yapan (Bitanya) bu yemyeşil coğrafyadan siz de faydalanın... Sıcaklardan bunalanlar için şimdi tam zamanı...

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yılbaşı tatili için unutulmaz rotalar12 Aralık 2023 Salı 11:49
  • ‘Turistik Doğu Ekspresi’ seferleri başlıyor01 Aralık 2023 Cuma 13:30
  • Havayolu hakkında merak edilenler31 Ağustos 2023 Perşembe 14:53
  • Tatil çantanızda olması gerekenler26 Temmuz 2023 Çarşamba 12:37
  • Dinozorların izinde tarihi yolculuk17 Temmuz 2023 Pazartesi 12:29
  • 9 günlük tatile özel kültür turları24 Mayıs 2023 Çarşamba 14:44
  • Karavan Festivali başladı19 Mayıs 2023 Cuma 14:47
  • Bodrum fuarların gözdesi oldu03 Mayıs 2023 Çarşamba 13:37
  • Türkiye’nin gurme lezzetleri02 Mayıs 2023 Salı 10:08
  • THY uçağı acil iniş yaptı08 Nisan 2023 Cumartesi 13:50
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2015 Bursa Bakış | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0224. 408 35 78- Haber İhbar Hattı: 0544.201 80 43 Faks : 0224.408 35 78