• BIST 10451.75
  • Altın 5702.861
  • Dolar 41.9601
  • Euro 48.7537
  • Bursa 20 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 17 °C

MHP Genel Başkanı Bahçeli'den KKTC çağrısı

MHP Genel Başkanı Bahçeli'den KKTC çağrısı
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "81 Düzce’den sonra 82’nin KKTC olması artık hayat memat konusu haline gelmiştir" dedi.

MHP’nin özünün doğru, doğal ve sözünün dobra, donanımlı olduğuna işaret eden MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Kıbrıs Türk’tür, Türk’ün öz vatanıdır, federasyon tez ve tekliflerinin geçerliliği ve geleceği kesinlikle yoktur. Kıbrıs milli davamızdır; muhterem ecdadımızın alın teri, göz nuru, gönül suru, hatıra ve hafıza yurdudur. Bu haklı ve hakikatli davadan geri dönüş katiyen yoktur" diye konuştu.


"Cumhuriyet Meclisi’nin iradesi federasyon değil egemen eşitliğe dayanan iki devletli çözümün sağlanmasıdır"

KKTC’de seçimlerin geçici sonuçları belli olur olmaz kamuoyuyla paylaştığı görüşünü hatırlatan Bahçeli, "KKTC’de yapılmış olan seçimin sonuçları çok az bir katılımla gerçekleşmiştir. Kıbrıs Türklüğünün geleceği bu katılımla temsil edilemeyecek durumdadır. Seçim sonucu, seçim kurulu tarafından açıklanmış olsa dahi KKTC parlamentosu acilen toplanmalı, seçim sonuçları ve federasyona dönüşün kabul edilemeyeceğini ilan etmeli ve Türkiye Cumhuriyeti’ne katılma kararı almalıdır. Bununla birlikte geride kalan haftada, KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde, ‘Kıbrıs sorununa iki devletli çözüm’ konulu öneri oy çokluğuyla kabul edilmişti. Cumhuriyet Meclisi’nin iradesi federasyon değil egemen eşitliğe dayanan iki devletli çözümün sağlanmasıdır. Anılan yaklaşımla bizim ortaya koyduğumuz görüş arasında esasta hiçbir fark yoktur. Maşeri vicdana tercüman olan bu haklı tespit ve teklifimizin akabinde Cumhur İttifakı’nda çatı uçtu, vazo çatladı, anlaşmazlıklar sertleşti, görüş ayrılıkları ayyuka çıktı iddiaları ne kadar yaygın ve yoğun olsa da, Türkiye’nin hak ettiği huzurlu, güvenli ve refah dolu günlere ulaşasıya kadar çatlama, patlama, uçma, kaçma veya niyet okuyuculuğundan mülhem abuk sabuk ifadeler hükümsüz, itibarsız ve asılsızdır. Fakat herkesin aklını başına alarak, Kıbrıs’taki seçimleri iyi okumasını, federalizme giden mayınlarla dolu güzergâhın ülkemize ve bölgemize nasıl yansıyacağını dikkatle tefsir etmesi halisane temennimdir" ifadelerini kullandı.

"Kıbrıs bir adadan çok daha ötesidir"

Kıbrıs’ta egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüme kapalı duran ve federasyon düşüncesinde olan bir siyasi zihniyet, iradenin geçmişin acı ve ıstırap veren olaylarını tekrar canlandırma ihtimalinin yabana atılamaması gereken yakın bir tehdit olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:

"Kötümserler yalnızca tüneli görür. İyimserler tünelin sonundaki ışığı görür. Hakikat merceğinden bakanlar da hem tüneli, hem ışığı, hem de gelmesi muhtemel olan treni görür. Ada’da kalıcı, adil, sürdürülebilir barış ve huzurun sağlanması için egemen eşitlik temelinde iki devletli bir çözümün vasat ve varlık bulması kaçınılmazdır. Federasyona dümen kırmak demek Kıbrıs Türklüğünü asimilasyon çarkında israf etmek, milli ve hukuki kazanımları tırpanlamak demektir. Buna da hiç kimsenin, hiçbir siyaset önermesinin hakkı yoktur. Hatta bırakınız hakkı olup olmadığını, Kıbrıs Türklüğünün Türkiye Cumhuriyeti’yle ortak geleceğini darboğaza sokmanın ihanet ve cinayet olacağını bilmek ve görmek mutlak bir gerekliliktir. Güvenlik garantileriyle Kıbrıs’taki Türk askeri varlığını federasyon gevelemesiyle tartışmaya açmak için müsait zaman ve zemin kollayanların çabaları boşuna, hevesleri beyhudedir. Tarihi ve milli bir hakikatin hile ve hıyanetle, dış bağlantılı ayak oyunlarıyla, Rumlara şirinlik yapan ucuz numaralarla tahribi diye bir şey söz konusu dahi edilemeyecektir. Bunun önündeki aşılamayacak bariyer tarihtir, çekilen acılardır, Türk milletinin egemen ve hükümran mazisidir. Kıbrıs bir adadan çok daha ötesidir. Kıbrıs Doğu Akdeniz’deki sancak, Türk milletinin can damarı, Türk istiklal ve varoluş ruhunun siyasi, stratejik ve jeopolitik misyonudur. Kıbrıs’ın güvenliği ve geleceği Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenlik ve geleceğiyle bir ve aynıdır. Bu kapsamda Kıbrıs Türk’tür, hep de böyle kalacaktır. Herkes aklını başına devşirip hesabını buna göre yapmalıdır. Tekraren ifade etmek gerekirse; ‘KKTC parlamentosu acilen toplanmalı, seçim sonuçları ve federasyona dönüşün kabul edilemeyeceğini ilan etmeli ve Türkiye Cumhuriyeti’ne katılma kararı almalıdır.’"

"81 Düzce’den sonra 82’nin KKTC olması artık hayat memat konusu haline gelmiştir"

3 Ekim 2017 tarihli Meclis Grup Toplantısında "O zaman geldiğinde, şartlar oluştuğunda, tarih coğrafyaya dar geldiğinde Misak-ı Milli uyanacak; 81 Düzce’den hemen sonra 82 Kerkük, 83 Musul deme hakkının önünde hiçbir güç duramayacaktır" sözünü hatırlatan Bahçeli, "Bu görüş ve hedefimize sonuna kadar bağlı olmak kaydıyla, durumun aciliyetine binaen, şimdilik kısmi bir revize yaparak diyeceğim şudur: 81 Düzce’den sonra 82’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olması artık hayat memat konusu haline gelmiştir. Kıbrıs Türklüğünün arasına yuvalanan mandacı ve teslimiyetçi kimi EOKA ve ENOSİS muhipleri şahsımı ve partimizi hedef alarak, "Size ne sonuçlardan! Sizi ne ilgilendiriyor!" demek suretiyle ağız ve ahlak bozukluğunda seviyesiz ve dibe batan bir evreye geçmişlerdir. Bu gafiller iyi dinlesin; nasıl olsa Beşparmak Dağları’nda dökülen kanlar sizin değil. Nasıl olsa Akdeniz’de yankılanan çığlıklar sizden çıkmadı. Nasıl olsa gelene ağam gidene paşam demeye alışkınsınız. Hamd olsun, tarihsel hafızada taşıdığımız vatan topraklarıyla bağımızı ve ilgimizi manen, fikren ve hassaten hiç kesmedik. Çünkü biz Kıbrıs’a bakınca vatan görüyoruz. Çünkü biz Kıbrıs denildi mi akan suları durduruyoruz. Çünkü biz Kıbrıs gündeme geldi mi 1571’den itibaren Türk milletinin hakimiyet, haysiyet, asalet ve adaletiyle sivrildiğini anlıyor, anlatıyor, bununla da övünüyoruz. Kıbrıs’taki seçimlerden size ne diyenler kimin kundağına sarıldı, kimlerin beşiğinde sallandı bilememem, ama biz vatanı namus bilen, Kıbrıs’ı da namus addeden soylu bir duruşun, sorumlu bir duyuşun bıçkın ve Ülkücü seslenişiyiz" şeklinde konuştu.

"Taahhüdüne riayet ve sadakat göstermeyen bu haydut devletin tekrar savaş ve soykırım etabına dönmeyi planladığı ortadadır"

Şarm El-Şeyh’te Türkiye’yle birlikte Katar, Mısır ve ABD’nin arabuluculuğu ile hayat bulan deklarasyon hukuken değilse bile ahlaken bağlayıcı mahiyette olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Ne var ki Hamas ile İsrail arasında varılan geçici ateşkes kararı henüz kalıcı ve kesin bir bağlayıcılığa kavuşamamış, beklendiği gibi İsrail’in ateşkes ihlalleri peyderpey görülmeye başlanmıştır. İsrail geçtiğimiz pazar günü Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’a hava saldırısı düzenlemiştir. Her ne kadar, ateşkesin yeniden uygulanmaya başlandığı açıklansa da, imzasına ve taahhüdüne riayet ve sadakat göstermeyen bu haydut devletin tekrar savaş ve soykırım etabına dönmeyi planladığı ortadadır. İsrail’e güven olmayacağı, güven duyulmayacağı hepimizin malum olsa da, temennimiz ihtiyatlı ve temkinli bir iyimserlikle hareket etmek suretiyle kalıcı ateşkesin temini, müteakiben iki devletli barış antlaşmasının ikmali uluslararası toplumun ve Birleşmiş Milletlerin ısrarlı girişimleriyle derhal hayata geçmelidir" dedi.

"Türk milletinin sinir uçlarına dokunan sözler emin olunuz ki barış, huzur ve kardeşlik ortamını sulandırmaya matuftur"

"Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür" diyen Bahçeli, "Terörsüz Türkiye hedefimiz bu ebedi bütünlüğü korumak, kollamak ve yeni yüzyılda bütün yönleriyle güvenceye kavuşturmaktır. Yakından müşahede ve mütalaa ediyorum ki, son günlerde "Terörsüz Türkiye" adımlarını yıpratmak, yıkmak ve yıldırmak üzerine kurgulanmış, kaldı ki farklı gerekçelerle ilerletilen bir komplo mekaniği devrededir. Türk milletinin sinir uçlarına dokunan söz, iddia ve ihtiraslı istekler emin olunuz ki barış, huzur ve kardeşlik ortamını sulandırmaya matuftur. ‘Terörsüz Türkiye’ bölünmüş, bölünmesi hayal edilmiş, çatısı çökmüş bir Türkiye’nin kisvesi, kamuflajı ve gizli sığınağı değildir, tam tersine hizmet edenler tarih, hukuk ve millet huzurunda kaçamayacakları mükellefiyet altındadır. Meclislerin kuruluşuna egemen olan değerler, o ülkelerin siyaset felsefesini ve yönetim ilkelerini oluşturur. Rejimin esaslarını, siyasetin ahlakını, toplumun hedeflerini, devletin ve vatandaşın sorumluluklarını belirlerler"

"MHP’nin millet anlayışı ötekileştirici ve uzaklaştırıcı değildir"

Anayasal vatandaşlık ezberiyle Türklüğü etnik yapıya indirgeyerek Anayasadan tasfiye emelinin ‘olmayacak duaya amin demekten’ farksız bir avunma olduğunu belirten Bahçeli, "Anayasanın 66. maddesiyle ilgili polemik yapmak, hava koklamak, zemin yoklamak, kara propagandaya girişmek abesle iştigaldir, sonu ve sonucu da hüsrandır. Millet olma hali, onu oluşturan alt kültürlerin, lehçelerin ve hatta kimliklerin inkârı anlamını taşımaz. Bu açıdan Milliyetçi Hareket Partisi’nin millet anlayışı ötekileştirici ve uzaklaştırıcı değildir, hiçbir zaman da olmamıştır. Tamamen kültürel eksende dillendirilen ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ seslenişi müşterek heyecan ve şuurda kenetlenmeyi temsil etmiştir. Bizim hiçbir zaman kimsenin kökeni veya mezhebini öne çıkaran, kaşıyan, reddeden, aşağılayan, engelleyen, yasaklayan bir zihniyetle yakınlaşmamız, buna çanak tutmamız hayal düzeyinde dahi mümkün değildir" diye konuştu.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2015 Bursa Bakış | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : Haber İhbar Hattı: 0544.201 80 43 Faks : 0544.201 80 43