HDP’ye yapılan saldırılar Meclis gündemine taşındı

ANKARA (CİHAN)- Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili ve Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken, HDP binalarına ve Kürt vatandaşlara yönelik olarak gerçekleşen saldırıları Meclis gündemine taşıdı.

Baluken, Başbakan Davutoğlu’nun cevap vermesi talebiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunduğu önergede “7 Haziran seçimleri sonrasında partimize yönelik ırkçı saldırıların gerçekleşmesinde bariz bir etkisi olan idari ve mülki amirler hakkında soruşturma açılmış mıdır?” diye sordu.

"AKP Hükümeti, 7 Haziran’da tek başına iktidar olma durumunu kaybettikten sonra hem erken seçim hem de erken seçime hazırlık olarak çatışmayı, toplumsal linçleri, baskıları, toplumsal ayrışmayı öncülüne almıştır." diyen, Baluken, bu ayrışmanın bir parçasını çözüm sürecinin bitirilmesi, diğerini de partisine yönelik linç güruhlarını harekete geçirecek açıklamalar yapmak olarak açıkladı.

Baluken, şu ifadeleri kullandı: “Cumhurbaşkanı, Başbakan ve AKP’nin önde gelen yetkilileri, Partimizi hedef gösteren sorumsuz yaklaşımlar sergilemektedirler. Bu yönüyle söz konusu kişiler, çatışmaların derinleştirilmesine karar vermiş ve Türkiye’nin bazı kentlerinin kuşatma altına alınması talimatını vermiş iken, Parti binalarımıza da linç merkezli, ırkçı saldırıların ardı arkası kesilmemektedir. Sadece son iki günde genel merkezimizin de içerisinde bulunduğu 305 teşkilatımız saldırıya uğramıştır. Yine Türkiye’nin birçok merkezinde Kürtlere yönelik insanlık dışı, alçakça ırkçı saldırılar gerçekleştirilmiştir. Açıkça belirtmemiz gerekir ki, tüm bu saldırı konseptinin siyasal nedeni AKP’nin tek başına iktidar olamaması, ırkçı güruhları harekete geçiren neden ise AKP yetkililerinin partimizi ve bir bütün olarak 6 milyon seçmenimizi hedef haline getirmesidir.”

PARTİ GENEL MERKEZİMİZE SALDIRAN GRUPLAR ÇIKIŞTA POLİSLERE TEŞEKKÜR ETMİŞTİR

Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından Anayasa'nın 98’inci ve İçtüzüğün 99’uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplanmasını istediği soruları şöyle sıraladı: "7 Haziran seçimleri öncesi ve sonrasında 500’e yakın merkezde ırkçı saldırılara uğrayan partimize yönelik yapılan bu saldırılarla ilgili kaç kişi gözaltına alınmış ve bu gözaltına alınanlardan kaçı tutuklanmıştır? Özellikle 7 Haziran seçimleri sonrasında partimize yönelik ırkçı saldırıların gerçekleşmesinde bariz bir etkisi olan idari ve mülki amirler hakkında soruşturma açılmış mıdır? Dün akşam Genel Merkezi'mize yapılan saldırı oldukça sistematik ve ek bir istihbarat olmadan engellenebilecek bir saldırıdır. Irkçı gruplar sosyal medyadan çağrı yaparak bir pastane önünde buluşup Genel Merkezi'mize saldırmayı örgütlemiş ve bu örgütleme çağrısı sonrası ırkçı gruplar Kızılay'dan Genel Merkezi'mize kadar beş kilometrelik yolu yürüyerek geçmiştirler. Ayrıca Genel Merkezi'mizin özellikle arşiv ve bilgi işlem bölümleri yakılmıştır. Tüm bu sistematik saldırıları aşamalarıyla birlikte Ankara Valisi'ne ve güvenlik bürokrasisine bildirmemize rağmen önlem alınmamış ve bilakis parti genel merkezimize saldıran gruplar çıkışta polislere teşekkür etmiştir. Böylesi alçakça bir saldırı sürecinin gerçekleşmesinde dahiliyeti olan mülki ve idari amirler ve görevli polisler derhal görevden alınacak mıdır? Partimize ve Batı illerinde yaşayan Kürtlere yönelik yapılan saldırıları sosyal medya üzerinden örgütleyenler tespit edilmiş midir? Edilmişse, kaç kişi gözaltına alınmış veya tutuklanmıştır? Batı illerinde yaşayan Kürtlere ve söz konusu bölgelere çalışmak için giden Kürt emekçilere yönelik saldırılar neden engellenmemiştir? Bu saldırıları engellemeyen idari ve mülki amirlerle ilgili bir soruşturma açılmış mıdır? Görülmektedir ki, yukarıda belirttiğimiz nedenlerle başlatılan çatışma ve linç ortamı Türkiye’de bir toplumsal ayrışmaya neden olmaktadır. Bu toplumsal ayrışma sürecinin durdurulması ve toplumsal bütünlüğün tesis edilmesi önünde en büyük engel olan çatışma ve linç politikalarına son verecek misiniz?
Partimize ve Kürt halkına yönelik saldırıların esaslı nedenlerinden biri AKP yetkililerinin düşmanca söylemidir. Halklar arasında bir sulhun tesisi ve barış ikliminin gerçekleşmesi için demokratik siyaseti merkezine alan bir çabanız olacak mıdır?” CİHAN