• BIST 9915.62
  • Altın 2440.177
  • Dolar 32.4575
  • Euro 34.7559
  • Bursa 15 °C
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 16 °C

Boğaz ağrılarının nedenleri

Boğaz ağrılarının nedenleri
Geçmeyen boğaz ağrısı, birçok hastalığın habercisi olabilir...

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Tanrıverdi, geçmeyen boğaz ağrılarının birçok hastalığın habercisi olabileceğini söyledi.   

“Strep A, İnfluenza (Grip), Soğuk Algınlığı (Nezle) gibi enfeksiyonlar, uzun süre ve bazen şiddetli boğaz ağrılarına neden olabilir” diyen Dr. Öğr. Üyesi Tanrıverdi, bu hastalıklara yönelik bilgiler paylaştı. 

Dr. Öğr. Üyesi Tanrıverdi, “Strep A, bademcik ve yutağın akut bakteriyel enfeksiyonudur. Bakteriler içinde en sık etken A grubu beta hemolitik streptokok (AGBHS) olan S. pyogenes’tir. Bu yüzden halk arasında Strep A enfeksiyonu olarak bilinir” dedi. 

Gelişmekte olan ülkelerde Strep A sıklığının gelişmiş ülkelere göre 5-10 kat fazla olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Tanrıverdi, şöyle devam etti: 

“Strep A yakın temas, solunum yolu ve cilt lezyonlarından bulaşabilir. Kuluçka süresi 2-4 gündür. Hastalık ani başlar. Ateş 38 C’nin üzerindedir. Boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, baş ağrısı, halsizlik, kas ve karın ağrısı, bulantı, kusma, boyunda ağrılı lenf bezleri görülebilir. 

Zamanında tedavi edilmeyen ve yeterli tedavi almayan hastalarda akut romatizmal ateş (ARA) ve akut glomerulonefrit (böbreklerdeki küçük filtrelerin iltihaplanması) komplikasyonları gelişebilir. 

Tanıda hastanın klinik görünümü (Ateş, öksürük olmaması, boyunda büyümüş lenf bezleri, bademciklerin büyümesi ve hastanın yaşının 3-14 yaş arası olması) ve hızlı antijen testi kullanılır.” 

Strep A tedavisinde penisilin alerjisi yoksa ilk seçeneğin penisilin olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Tanrıverdi, şunları kaydetti: 

“Tek doz benzatin penisilin G, kas içine yapılır. Beraberinde semptomatik tedavi verilir. Penisilin alerjisi beklenmese dahi, bu tedaviyi acil müdahale yapılabilecek bir merkezde uygulamak ve hastayı 30 dakika gözlem altında tutmak önerilir. Korunmada genel hijyen kurallarına dikkat edilmeli, kalabalık yaşanan yerlerde havalandırmanın iyi olması sağlanmalıdır.” 

Dr. Öğr. Üyesi Tanrıverdi, gribin yüksek ateş, baş ağrısı, öksürük, yaygın kas ağrısıyla seyreden, burun, boğaz, üst solunum yolları bazen de akciğerleri tutan, salgınlar yapabilen bir enfeksiyon hastalığı olduğuna dikkat çekti. 

Dr. Öğr. Üyesi Tanrıverdi, “Grip, influenza virüsünün neden olduğu, genellikle yıl içerisinde sonbahar ve kış aylarında daha sık görülen bulaşıcı bir hastalıktır. Bu virüs, her yıl belirli sayıda insanı etkiler ve hastalanmasına neden olur” ifadelerine yer verdi. 

Grip belirtilerinin virüsün vücuda girmesinden sonraki 1-3 gün içerisinde ortaya çıktığının altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Tanrıverdi, bu belirtileri şöyle sıraladı: 

“Ateş yükselir (38 C ve üzeri) ve titreme görülür, bunlara baş ve karın ağrısı eşlik eder. Kuru öksürük yanında eklem ve boğaz ağrıları, iştahsızlık, burun akıntısı, hapşırma da görülebilir. Çocuklarda bu duruma kusma ve ishal eşlik edebilir, küçük çocuklarda dikkat edilmesi gereken ek belirti huzursuzluk, iştahsızlık ve uyku halidir.” 

Belirtilerin hastanın günlük işlerini etkileyecek düzeye ulaşabileceğinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Tanrıverdi, “Halsizlik grip geçtikten sonra bile birkaç hafta devam edebilir. Şikâyetler genellikle 7 gün sürer, ilk 2-3 gün içerisinde şiddetlenir ve sonrasında düzelme başlar ancak iyileşme süresi 1-2 haftaya kadar da uzayabilir” diye konuştu. 

Dr. Öğr. Üyesi Tanrıverdi, nezlenin burun akıntısı, aksırık, boğaz ağrısı ve genellikle hafif bir baş ağrısının eşlik ettiği bir enfeksiyon hastalığı olduğunu hatırlattı. 

“Bu belirtilere öksürük, iştahsızlık, halsizlik ve nadir olarak ateş eklenebilir” diyen Dr. Öğr. Üyesi Tanrıverdi, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Bu hastalığa yaklaşık 200 farklı virüs etken olur. Hastalığın en sık nedeni rinovirüslerdir. İnsanlarda en sık rastlanan enfeksiyon hastalıklarından biri olan soğuk algınlığı, sonbahar ve kış aylarında sık görülür. Yetişkinler yılda 2-3, çocuklar 6-12 defa hastalığa yakalanabilirler. Damlacık yoluyla doğrudan veya kontamine yüzeylerden dolaylı temasla bulaş olur. Semptomatik tedavi yapılır. Ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler kullanılır. Antibiyotikler kullanılmaz. Erişkinlerde birinci kuşak antihistaminikler, dekonjestanlar denenebilir. En iyi destek tedavisi bol sıvı tüketmek ve istirahat etmektir. El yıkama ve antiseptik kullanımı virüs yayılımını azaltır. Eldiven ve maske kullanılabilir” 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yürüyüş yapmak depresyonu önlüyor25 Nisan 2024 Perşembe 12:32
  • Evlenme korkusu nedir?25 Nisan 2024 Perşembe 10:46
  • Alerjik hastalıklara dikkat25 Nisan 2024 Perşembe 10:36
  • Metabolizmanın patronu:Tiroid bezi24 Nisan 2024 Çarşamba 12:28
  • İlişkilerde en sık yapılan hata24 Nisan 2024 Çarşamba 11:31
  • Kanser hastalarına beslenme önerisi24 Nisan 2024 Çarşamba 11:21
  • İlk diş kontrolü 1 yaşında başlamalı24 Nisan 2024 Çarşamba 11:16
  • Uzmanından Sahra tozu uyarısı23 Nisan 2024 Salı 11:37
  • Hamilelikte risk oluşturan nedenler23 Nisan 2024 Salı 11:21
  • Oyunlar çocukların en doğal hakkı23 Nisan 2024 Salı 11:11
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2015 Bursa Bakış | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0224. 408 35 78- Haber İhbar Hattı: 0544.201 80 43 Faks : 0224.408 35 78