• BIST 9915.62
  • Altın 2439.282
  • Dolar 32.4246
  • Euro 34.6533
  • Bursa 16 °C
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 19 °C

Zatürreye karşı 8 öneri

Zatürreye karşı 8 öneri
Depresyon sandığınız aslında zatürre olabilir!

Pnömoni, toplumda yaygın bilinen adıyla zatürre, virüs veya bakteriler nedeniyle akciğer dokusunda bulunan hava keseciklerinin enfeksiyonu olarak tanımlanıyor. Mikropların kolayca yayıldığı kapalı ortamlarda sık zaman geçirilmesi, soğuyan havanın vücut direncini düşürmesi ve grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarındaki artış nedeniyle, zatürre sonbahar ve kış aylarında daha sık görülüyor.

Zatürre günümüzde erken tanı ve tedaviyle vücutta hasar bırakmadan geçebiliyor. Ancak bebekler, küçük çocuklar, bağışıklık sistemi düşük olanlar ve ileri yaştaki kişilerde tedavide gecikildiğinde ciddi solunum sorunlarına yol açabiliyor, hatta hayatı tehdit edebiliyor. Bu nedenle zatürreden korunmak yaşamsal öneme sahip oluyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Süha Alzafer, zatürreye karşı almamız gereken 8 kuralı anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu. 

Depresyon değil ‘zatürre’ olabilir! 

Zatürre belirtileri soğuk algınlığı ve grip hastalıklarıyla ortak belirtilere sahip olsa da, genellikle daha uzun sürüyor. Öksürük ile sarı, yeşil, paslı ve bazen kanlı balgam çıkarma, göğüs ağrısı, ateş, titreme, halsizlik, iştahsızlık ile baş ağrısı, zatürrenin başlıca belirtilerini oluşturuyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Süha Alzafer, bu yakınmalara bulantı, kusma, ishal ve karın ağrısının da eşlik edebileceğini belirterek, “Ayrıca özellikle ileri yaştaki hastalarda bu belirtilerin hiçbirinin olmayabileceği unutulmamalı. Zatürre bazen sadece kişilik değişikliği veya depresyon belirtileriyle bile sinyal verebiliyor.” diye konuşuyor. 

Zatürreye karşı 8 etkili öneri

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Süha Alzafer zatürreden korunma yöntemlerini şöyle sıralıyor: 

Maskesiz olmaz! Kapalı ve kalabalık ortamlarda maske kullanmayı asla ihmal etmeyin. Zira maske zatürre mikroplarına maruziyeti azaltıyor. Maskenizi 6-8 saatten uzun süre kullanmamanız da çok önemli. 
Aşınızı yaptırın: Özellikle altta yatan kronik hastalığı olan kişilerin 55 yaşından ve sağlıklı olan kişilerin 65 yaşından itibaren pnömokok aşısı yaptırmaları tavsiye ediliyor. Daha erken yaşta olup zatürre geçirenlerde de zatürre aşısı öneriliyor. 5-10 yıl koruyucu olabilen zatürre aşısını yılın her döneminde yaptırabilirsiniz. Dolaylı olarak zatürreden koruması nedeniyle grip aşısının da her yıl yaptırılması tavsiye ediliyor. 
Ellerinizi sık sık yıkayın: Mikropların bulaşmalarını önlediği için zatürreden korunmada elleri sık sık yıkamak da büyük önem taşıyor. Özellikle toplu bulunulan ortamlarda bir yere dokunduktan sonra ve yemeklerden önce ellerinizi en az 20 saniye boyunca sabunla yıkamayı alışkanlık edinin. 
Kapalı ortamlarda bulunmayın: Solunum yoluyla kolayca bulaşabildiği için kapalı ortamlarda mümkün olduğunca bulunmayın. Eğer bulunmak zorundaysanız maskenizi mutlaka kullanın.   
Odayı sık sık havalandırın: Bulunduğunuz ortamdaki mikrop miktarının azalmasını sağlayacağı için odanızı her gün en az 3 kez olacak şekilde 15’er dakika havalandırın. Dikkat etmeniz gereken bir başka nokta da, klimaların temizliği olmalı. 
Sağlıklı beslenin, düzenli uyuyun: Bağışıklık sisteminizin güçlü olması için dengeli ve düzenli beslenin, uyku düzeninize dikkat edin.  
Sigara ve alkolden uzak durun: Bağışıklık sistemini baskılayıcı etkileri nedeniyle sigara ve alkolden kaçının.
Bol bol su için: Burun ve ağız bölgesine ulaşan mikroplar kuru zeminlere daha kolay yerleşebiliyorlar. Bu nedenle her gün 2-2.5 litre suyu gün içine dağıtarak tüketmeye özen gösterin. 


 
İstirahat ve bol sıvı önemli

Zatürre tanısı konulduğunda öncelikle tedavinin hastanede yatarak mı, yoksa ev ortamında mı gerçekleştirileceğine karar veriliyor. Bu kararda hastalığın ağırlık derecesi, fizik muayene bulguları, röntgendeki yaygınlık derecesi, altta yatan başka bir hastalığın varlığı ve hastanın yaşı gibi kriterler göz önüne alınıyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Süha Alzafer, hastaneye yatırılan hastalarda damardan antibiyotik tedavisi uygulandığını belirterek, tedavi sürecini şöyle anlatıyor: “Antibiyotiğin yanı sıra sıvı takviyesi, ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar ile balgam söktürücü ilaçlar veriliyor. Bazen hastanın yoğun bakım koşullarında tedavisi de gerekebiliyor. Ev ortamında tedavi edilen hastalarda da yine aynı tedavi uygulanıyor. İstirahat etmek ve bol su içmek de hastalığın geçmesini hızlandırıyor.”

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Hava değişimi kalp krizini arttırır mi?26 Nisan 2024 Cuma 11:55
  • Spora başlamadan önce 3 öneri26 Nisan 2024 Cuma 11:07
  • Sınav stresi diş sıktırıyor26 Nisan 2024 Cuma 10:50
  • Sahte güneş gözlüklerine dikkat26 Nisan 2024 Cuma 09:20
  • Muhtarlık kurumuna gerek var mı?25 Nisan 2024 Perşembe 15:29
  • Yürüyüş yapmak depresyonu önlüyor25 Nisan 2024 Perşembe 12:32
  • Evlenme korkusu nedir?25 Nisan 2024 Perşembe 10:46
  • Alerjik hastalıklara dikkat25 Nisan 2024 Perşembe 10:36
  • Metabolizmanın patronu:Tiroid bezi24 Nisan 2024 Çarşamba 12:28
  • İlişkilerde en sık yapılan hata24 Nisan 2024 Çarşamba 11:31
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2015 Bursa Bakış | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0224. 408 35 78- Haber İhbar Hattı: 0544.201 80 43 Faks : 0224.408 35 78