'Türk hükümeti ülkede muhalif ses istemiyor'

 İsveç’te iktidardaki Sosyal Demokratların Dış İlişkiler Sekreter Vekili Mårten Löfberg, Türkiye’deki gelişmelerin çok endişe verici olduğunu söyledi. Geçtiğimiz hafta Türkiye’ye giden 9 kişilik politikacı heyeti içerisinde yer alan Mårten Löfberg, çok istikrarsız bir durum ile karşılaştıklarını ifade etti.

Seyahatin iki açıdan kendileri için önemli olduğunu söyleyen Löfberg, “Birincisi Türkiye’deki gelişmelere bizzat şahit olmak; ikincisi de kardeş partilerimize dayanışmamızı göstermek idi. Bu çerçevede CHP’yi ziyaret ederek Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve Sezgin Tanrıkulu ile görüştük. Daha sonra HDP’yi ziyaret ettik. Burada da parti Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ ile bir araya geldik. Her iki görüşme de bizim açımızdan çok olumlu geçti. Bu kardeş partilere, ihtiyaç durumunda yanlarında olduğumuzu söyledik. Barış görüşmelerinin tekrar başlaması için bize düşeni severek yapacağımızı bildirdik.” dedi.

“ŞİDDETİN ARKA PLANINDA ÇOK KUŞKU UYANDIRAN BİR DURUM VAR”

CHP ve HDP öncesi AKP’yi ziyaret ettiklerini söyleyen Löfberg, “Burada Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile görüştük. Ortada bir şey yokken, neden hemen seçimlerden sonra çözüm sürecinin askıya alındığını ve şiddetin başladığını sorduk. Bize PKK ve IŞİD gibi terörist grupların Türkiye’nin güvenliğini tehdit ettiğini, devletin bunlara gerekli cevabı vermesi gerektiğini söylediler. Bu tehdit birden ortaya çıkmadı; maalesef beklediğimiz somut cevap değildi. Şu an devam eden şiddetin arka planında çok kuşku uyandıran bir durum var, ki bu haziranda yapılan seçim sonuçları ile ilişkilendiriliyor. Bunun yeni seçime de etkisi olacak. Bu tabii ki hem insan hakları, hem de demokrasi açısından çok sorunlu bir durum.” diye konuştu.

Muhalefetin de Kasım ayında yapılacak seçimlerin özgür ve adil olmayacağı endişesi taşıdığı belirten Löfberg, “Böyle bir risk var. Biz Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı’na (AGİT) endişelerimizi ilettik. Seçimlere global bir ilginin olacağını, farklı ülkelerden oraya çok sayıda gözlemci gideceğine inanıyoruz. Biz de gözlemci gönderebiliriz.” dedi.

Geçtiğimiz hafta Koza İpek Grubu’na yapılan baskına da değinen Sosyal Demokrat Partili Politikacı, “Hükümet ülkede muhalif ses istemiyor. Bunu biliyoruz. Basın özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar ciddi endişe oluşturuyor. Türkiye’nin dünyada hapishanede en fazla gazeteci olan ülkelerden biri olduğunu da biliyoruz. Özellikle barış süreci çalışmalarının durdurulduğu ve şiddetin arttığı bir dönemde gazetecilerin haber yapamaması bizi endişelendiriyor.” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE İLE İYİ İLİŞKİLERİMİZİ SÜRDÜRMEK İSTİYORUZ”

Löfberg sözlerini şöyle sürdürdü: “Şunun altını çizmemde fayda var; hem parti, hem de İsveç devleti olarak Türkiye ile iyi ilişkiler içerisinde olmak istiyoruz. Geçmişte de hep iyi ilişkiler içerisinde olduk. Hükümette hangi politik rejimin olduğunu bakılmaksızın bu güzel ilişkilerimizi sürdürdük. Her zaman, Türkiye’nin AB üyeliğine Avrupa’da en güçlü desteği biz verdik. Son 20 yılda Türkiye’nin modernleşme, sekülerleşme ve insan hakları konusunda attığı adımları hep destekledik, yanında durduk. Hâlâ diğer AB ülkeleriyle olmadığı kadar direkt ikili ilişkilerimiz, işbirliğimiz sürüyor. Bu ziyaretimizde bunu sürdürmek istediğimizi iletmemiz de bizim için önemli idi. Ziyaretimizin bir amacı da buydu. Öte yandan, şiddetin artması, partiler arasında anlaşamamazlık durumu konusunda endişelerimizi de iletmek istedik. Ve bu konuda güçlünün her zaman sorumluluğunun olduğunu düşünüyoruz.”

“TÜRKİYE’Yİ TAKİP ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Türkiye’de bir durum tespiti yaptıklarını söyleyen Löfberg, “Gözlemlerimizi partimizin lideri Başbakana ve yetkili organlarımızla paylaşıyoruz. Dışişleri Bakanlığı ile paylaşıyoruz. Bundan sonra nasıl bir adam atacağımızı müzakere ediyoruz. Ülkede demokrasi ve insan hakları ihlalleri ile gazetecilere yönelik şiddet gibi konuları takip etmeye devam edeceğiz. Bu gezimiz bir başlangıç oldu. Devamı gelecek.” diye konuştu.

Sosyal Demokrat Parti Dış İlişkiler Sekreter Vekili Mårten Löfberg, partisinin İsveç’te yaşayanlar ile 4 ülkede yaşayan Kürtlerin sorunlarıyla da ilgileniyor.