• BIST 9915.62
  • Altın 2439.282
  • Dolar 32.4246
  • Euro 34.6533
  • Bursa 16 °C
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 19 °C

Hipofiz tümörü körlüğe neden olmasın

Hipofiz tümörü körlüğe neden olmasın
Erken tanı kalıcı görme kaybından kurtarıyor!...

Hipofiz bezi, salgıladığı hormonlarla birçok organımıza müdahale ederek yaşamsal fonksiyonlarımızı düzenleyen bir bezdir. Vücuda salgılanan tüm hormonların ‘orkestra şefi’ olarak tanımlanan hipofiz bezinden köken alan tümörlere ise ‘hipofiz tümörü’ deniliyor. 

Genellikle yavaş büyüyen ve iyi huylu olan hipofiz tümörleri her yaş grubunda görülse de 45 yaşından sonra daha sık gelişiyor. Tam olarak oluşum nedeni bilinmeyen hipofiz tümöründe genetik etkenlerin ve çevresel faktörlerin rol oynayabileceği düşünülüyor. Hormon salgılayan ve salgılamayan olmak üzere iki gruba ayrılan hipofiz tümörlerinin tedavisinde geç kalındığında pek çok sağlık sorunu gelişebileceği için erken teşhis büyük önem taşıyor.

 Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Fatih Bayraklı, hipofiz tümörlerinin en yakın komşusu olan göz sinirlerine yaptığı baskı nedeniyle kalıcı körlüğe yol açabileceğine dikkat çekerek, “Dolayısıyla görüş alanının dış taraflarında görme kaybı, çift veya şaşı görme gibi şikayetlerde zaman kaybetmeden hekime başvurmak çok önemlidir. Hasta şikayetlerini dikkate alır ve hekime başvurursa, teşhis tümör küçükken konulup, görme kaybının ilerlemesi önlenebilir. Ancak hasta bulguları göz ardı ederse tümörün boyutları iyice artabilir, bunun sonucunda tedavi daha komplike hale gelebilir. Çok daha önemlisi kalıcı körlük ile sonuçlanabilir” diyor. 

Erken dönemde teşhis çok önemli

Hipofiz tümörleri, boyutlarına ve salgıladıkları hormonun tipine göre belirti veriyorlar. Bazı hipofiz tümörleri büyümelerine rağmen hormon salgılamayan özellikte oluyor. Bu tümörler büyük boyuta ulaşıncaya dek sinyal vermeyebiliyor. Prof. Dr. Fatih Bayraklı, hormon salgılayan tiplerinin ise tümörün boyutları küçükken belirti vermeye başladığına işaret ederek, “Hastalar şikayetlerini önemser ve hekime başvururlarsa tedavisinden etkin sonuçlar alınır. Tedavide geç kalındığında ise tümör büyüdükçe bulunduğu bölgenin çevresindeki önemli damar ile sinirlere baskı yaparak ciddi sorunlar oluşturabilir. Ayrıca tümörün cerrahi olarak tam çıkarılmasının artık mümkün olamaması nedeniyle radyoterapi gibi ek tedavilere başvurmak gerekebilir” diyor.  

Gözlerdeki 3 sinyali göz ardı etmeyin! 

Hipofiz bezi,  ‘optik kiazma’ olarak adlandırılan ve göz sinirlerimizin birleşim yeri olan bölgeye komşu bir organ. Dolayısıyla hipofiz tümörleri büyüdüklerinde bu bölgeye baskı yaparak göz sinirlerinin iletimini bozabiliyor. Bunun sonucunda hastaların görme yeteneğinde çeşitli sorunların gelişmeye başladığını belirten Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Fatih Bayraklı, “Hipofiz tümörünün yaptığı baskılar sonucunda görüş alanımızın dış taraflarında görme kaybı, çift veya şaşı görme gibi üç önemli şikayet oluşabilir. Bu tablo tümörün boyutunun ileri seviyelere geldiği, genelde bir santimi aştığı durumlarda daha sık olarak karşımıza çıkar. Görme yeteneğindeki bu tür yakınmalarda zaman kaybetmeden hekime başvurmak gerekir, zira tedavide gecikildiğinde kalıcı körlük gelişebilir” bilgisini veriyor. 

Salgıladığı hormona göre belirti veriyor

Hipofiz tümörleri hormon salgılayan özellik sergiliyorsa, bu hormonların etkilerine göre belirti veriyor. Prof. Dr. Fatih Bayraklı, belirtileri şöyle özetliyor: 

Prolaktin sentezliyorsa: Her iki cinsiyette de infertilite, libidoda azalma ve osteoporoz gelişebilir. Bu yakınmalara kadınlarda adet düzensizlikleri ve meme başından süt gelmesi; erkeklerde ise erektil bozukluklar eşlik edebilir.

Büyüme hormonu salgılıyorsa: Baş ağrısı, görme şikayetleri, yüzük ve ayakkabı boyutlarında artış, dilde büyüme, karpal tünel sendromu ve aşırı terleme sorunu yaşanabilir. Hastaların genel vücut hatlarının kalınlaşmış olduğu görülür. 

ACTH (Adrenokortikotropik horman) salgılıyorsa: Cushing hastalığı gelişen bu tabloda kilo alımı, kas zayıflığı, osteoporoz, psikolojik bozukluklar ve hafif travmalarda bile kolayca oluşan yaralar gelişebilir. Hastalarda yuvarlak ve kırmızı/kızarık bir yüz, karında ve koltuk altlarında mor renkli çizgilenmeler, vücutta çürükler (ekimoz) görülür.

TSH (Tiroit stimülan hormon) salgılıyorsa: Çarpıntı, aritmi, kilo kaybı, guatr ve ellerde titreme yaygın belirtilerini oluşturur.   

Üç ana tedavi yöntemine başvuruluyor 

Hipofiz tümörlerinin büyük bir kısmının tanısı biyokimyasal ve radyolojik tetkikler ile rahatlıkla konulabiliyor. Erken dönemde tedavi edildiğinde vücutta oluşan sorunlar ortadan kaldırılabiliyor, böylece hastanın kaliteli bir yaşam sürmesi sağlanabiliyor.

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Fatih Bayraklı, hipofiz tümörlerinde ilaç, cerrahi işlem ve radyoterapi olmak üzere üç ana tedavi seçeneği olduğunu belirterek, şöyle devam ediyor: “Bu üç tedavi yöntemi genelde beraber kullanılır. İlaç tedavisinin ilk basamak olarak uygulandığı tümörler, prolaktin salgılayan tümörleridir. Bu tümörlerin dışındaki tümörlerde ise cerrahi yöntem ilk sırada gelir. Cerrahi tedavide hedef, hormon salgılamayanlarda tümörün tamamının çıkarılarak çevre dokulara yaptığı baskının ortadan kaldırılması; hormon salgılayanlarda da yine tümörün tümüyle çıkarılarak hormonal dengenin tekrar sağlanmasıdır. Cerrahi yöntem endoskopik veya mikroskopik olarak yapılır. Endoskopik cerrahi daha güncel tedavi seçeneğidir. Radyoterapi yöntemi ise tümörün çeşitli nedenler ile  tamamen çıkarılamadığı veya tekrar oluştuğu durumlarda devreye girebilir. Uygun tümörlerde, cerrahi yöntem sonrasında hormon değerleri normale dönmediyse, medikal tedaviye başlanabilir” 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Hava değişimi kalp krizini arttırır mi?26 Nisan 2024 Cuma 11:55
  • Spora başlamadan önce 3 öneri26 Nisan 2024 Cuma 11:07
  • Sınav stresi diş sıktırıyor26 Nisan 2024 Cuma 10:50
  • Sahte güneş gözlüklerine dikkat26 Nisan 2024 Cuma 09:20
  • Muhtarlık kurumuna gerek var mı?25 Nisan 2024 Perşembe 15:29
  • Yürüyüş yapmak depresyonu önlüyor25 Nisan 2024 Perşembe 12:32
  • Evlenme korkusu nedir?25 Nisan 2024 Perşembe 10:46
  • Alerjik hastalıklara dikkat25 Nisan 2024 Perşembe 10:36
  • Metabolizmanın patronu:Tiroid bezi24 Nisan 2024 Çarşamba 12:28
  • İlişkilerde en sık yapılan hata24 Nisan 2024 Çarşamba 11:31
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2015 Bursa Bakış | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0224. 408 35 78- Haber İhbar Hattı: 0544.201 80 43 Faks : 0224.408 35 78