AK Partinin 16 yıllık iktidarı sürecinde, ulusal bayram kutlama törenlerinde valiliklerin, mantığa uymayan, insanları geren yasak kararları alması işgüzarlık mı? Yoksa sistemli bir şekilde Cumhuriyet ile sorunlu olanların açık bir uygulaması mı?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail kahraman 19 Mayıs Atatürk’ü anma, Gençlik Ve Spor Bayramı ile ilgili verdiği mesajda, Mustafa Kemal Atatürk’ün adını telaffuz etmemek için, büyük gayret sarf ediyor.
Kahraman, Cumhuriyet ile sorununun olmadığını, demokratik laik Cumhuriyetten yana olduğunu ifade ederken, laikliğin tanımlanması gerektiğini ifade ediyor.
Laikliğin tanımı gayet açık ve nettir.
Devlet işleri ile din işlerinin birbirinden ayrı tutulması gerekir diyor.
Bunda anlaşılmayacak ne var Sayın Kahraman?
Her ne hikmetse, Cumhuriyetle sorunlu olan vali, kaymakam, bürokratlar, belediye başkanları, milletvekilleri törenlere katılmamak için kendince mazeretler üretiyorlar.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, her bayram kutlamasında hastalanmasının, mizah dergilerinin kapaklarını süslediğini unutmadık.
Her ne kadar engellenmeye çalışılsa da, bu ülke insanının Cumhuriyet devrimlerine, Mustafa Kemal Atatürk’e karşı olan gönülden aidiyetini yok edemiyorlar, yok edemeyecekler!
Her ulusal bayram kutlamaları, Nilüfer Belediyesi tarafından düzenlenen organizasyonla coşkulu kalabalıklarla yapılıyor.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik Ve Spor Bayramı Nilüfer’de, farklı inançta, düşüncede olan insanlar, başı açık, türbanlı kadınlar, gençler, çocuklar birlikte ellerinde bayraklarla coşku içinde İzmir marşını söyleyerek Atatürk’ü anıp, gençlik bayramını kutladılar.
Görünen o ki; bu ülkenin insanının, birbirinin inancı, giyimi, yaşam tarzı ve Cumhuriyete dair bir sorunu yok.
Bütün sorunu çıkaranlar siyasetten rant devşiren, dini siyasetin bir parçası haline getiren siyasal İslamcılardır.
Akıl sağlığından yoksun demeyeceğim, kör cahil, kör inançlı meczupların bayram kutlaması yapan insanlara yönelik tacizde, saldırıda bulunduğunu her bayram izliyoruz.
Yine bir 19 Mayıs’ta Tekirdağ Çorlu’da elinde bayrakla tören alanında kendisini bu ülkenin tek sahibi sanan kadın; ülkeye sahip çıkmadığını iddia ettiği siyasi partilerin çelenklerini parçalıyor.
Çelenk parçalayarak vatana sahip çıktığını sanan, Atatürk heykellerine saldırarak hilafet beklentisi içinde olan zavallı meczuplar, şunu iyi bilmelidir;
Atatürk’ün veciz sözünü unutmasınlar. “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır”
diyor Mustafa Kemal Atatürk!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.