• BIST 10045.74
  • Altın 2395.993
  • Dolar 32.4805
  • Euro 34.6399
  • Bursa 17 °C
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 18 °C

Grip salgınından böyle korunun

Grip salgınından böyle korunun
Gazetelerde tanıdık bir virüs olan "Domuz gribi"nin tekrar salgına yol açtığı haberlerine yer veriliyor.

1918 yılında ilk olarak tanımlandığında "İspanyol Gribi" olarak adlandırılmış ve tüm dünyada bazı kayıtlara göre 20 milyon ve bazılarına göre ise 100 milyon kişinin ölümüne neden olmuş. 2009 yılında bu defa Meksika'da onbine yakın kişinin kaybına yol açmış. Aradan geçen sürede can kaybı sayısında gözlenen büyük azalmaya karşılık, insan hayatı söz konusu olduğunda bu sayı hiç de küçümsenecek miktar değil.

 

Günümüzde halâ virüslere karşı bizleri tam olarak koruyacak ya da tedavi edecek ilaç seçenekleri çok sınırlı kalıyor. Salgın tam da aşılarda alüminyum bulunduğu şeklindeki asılsız iddiaların ortaya atıldığı günlere rastlaması da bir talihsizlik. Ancak içinde bulunduğumuz dönem aşı yaptırmak için çok geç, antikor gelişimi için yeterli süre yok.

 

O halde ne yapabiliriz? İlk önemli kural korunmak: bu amaçla öncelikle bağışıklık sisteminin desteklenmesi gerekiyor. Eğer sonbahar başlangıcından itibaren bu şekilde bir yatırımınız bulunmuyorsa bağışıklık sisteminizin sizi koruması ihtimali düşük, ama siz yine de bağışıklık sisteminizi desteklemek için gerekli uygulamaları başlatın, hiç olmazsa ilerleyen süreçteki enfeksiyon risklerine karşı size avantaj sağlayacaktır.

 

Peki bu durumda ne şekilde mücadele etmemiz gerekiyor. Öncelikle hijyene dikkat edilmesi ve yeterli istirahat önemli. Diğer taraftan, doğa grip ile mücadelede bize çeşitli olanaklar sağlıyor. Bitki çayları içilmesi gerek enfeksiyon riskinin azaltılması ve gerekse hastalarda şikayetlerin hafifletilmesinde en akılcı ve güvenilir yöntem. Mevcut ilaçlar gibi bitki çayları da etkisini virüsün çoğalma fazı üzerinde gösteriyor. Bu nedenle toplu yerlerde bulunanlar (toplu taşım araçları, okul, alışveriş merkezleri, vd.) özellikle yeşil çay, adaçayı, ıhlamur, tarçın gibi bitkileri teker teker ya da karıştırarak gün içerisinde sık sık içmeli. Ancak mikropların gelişimini hızlandıracağı için şeker yerine gerçek bal ilave edilmesi öneririm. Eğer boğazınızda bir karıncalanma hissederseniz, vakit kaybetmeden bu çayları yüzde 5-10 gibi derişimlerde hazırlayarak gargara yapılması korunmaya katkı sağlayacaktır.

 

Yürütülen araştırmalar yeşil çay içerisinde bulunan polimerik polifenollerin aynı virüs ilaçları gibi etki ederek virüsün çoğalarak hücre içerisine girmesini engellediğini gösteriyor. Ancak virüs ilaçlarından ve antibiyotiklerden farklı olarak polifenollere karşı mikroplar direnç geliştiremiyor. Benim önerim bir poşet yeşil çay ile bir poşet ıhlamuru aynı bardak içerisine koyup demlemek. Ihlamur içerisindeki müsilajın yoğun kıvamı ile yeşil çay içerisindeki polifenollerin (epigallokateşinler) ağız içerisinde daha uzun süre kalarak, daha uzun süre etkisini göstermesini sağlayacaktır. Ayrıca adaçayı, tarçın içerisindeki sineol ve öjenol gibi uçucu bileşenler virüs enfeksiyonu nedeniyle zayıflayan bağışıklık sistemimizde fırsatçı mikropların gelişmesini engelleyebiliyor.

 

Yayımlanan bir klinik çalışmada, adaçayı ile hazırlanan çayın içerisine ekinezya damlası ilave edildiğinde dezenfektan gargaradan daha etkili olduğu gösterilmiş. İsviçre'de hastanelere son 3 gün içerisinde boğaz ağrısı şikâyeti ile hastaneye başvuran 155 gönüllü üzerinde yürütülen bu çalışmada, bileşiminde ekinezya ve adaçayı içeren gargaranın 5 gün süre ile günde 10 defa kullanılması ile üçüncü günden başlayarak etkili olduğu gözlenmiş. Deneyde paralel olarak bir başka grup hastada yürütülen çalışmada 2 saat ara ile ağıza sıkılan bir dezenfektan çözeltisinden (klorhekzidin/ lidokain) daha yüksek etki bulunmuş. Bu bence çok dikkat çekici bir sonuç.

 

Sonuç olarak, içerisinde bulunduğumuz şu günlerde doğanın bizlere sunduğu bu etkili ve güvenilir silahlardan yararlanmak en akılcı yaklaşım olacaktır. Hiç şüphesiz, öncelikli hedef "hastalığa yakalanmamak", bu konuda bağışıklığı destekleyici bu tip ürünler koruyucu olarak yararlı olabilmektedir. Hastalığa yakalanma durumunda ise bu tip ürünlerden uygulanan temel tedavinin yanı sıra şikayetlerin hafifletilmesinde yararlanılması düşünülebilir.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Boğazınızda gıcıklanma varsa, dikkat!30 Nisan 2024 Salı 10:00
  • İş stresini azaltacak 10 öneri30 Nisan 2024 Salı 09:54
  • Kardeş haberi çocuğa nasıl verilmeli?30 Nisan 2024 Salı 09:49
  • Kronik depresyon sinsi ilerliyor30 Nisan 2024 Salı 09:40
  • Veteriner hekimden kene uyarısı29 Nisan 2024 Pazartesi 13:42
  • Mide gribine dikkat29 Nisan 2024 Pazartesi 12:38
  • Bu hatalar damarlarımızı tıkıyor29 Nisan 2024 Pazartesi 10:01
  • 'Polen alerjisi' uyarısı29 Nisan 2024 Pazartesi 09:19
  • Bunlar iyot eksikliğinin habercisi27 Nisan 2024 Cumartesi 13:25
  • Yüz ve kollarınız şişiyorsa dikkat27 Nisan 2024 Cumartesi 13:08
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2015 Bursa Bakış | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0224. 408 35 78- Haber İhbar Hattı: 0544.201 80 43 Faks : 0224.408 35 78