CHP Bursa İl Örgütü, Başkan Şadi Özdemir önderliğinde Saadet Partisi İl Başkanlığı'na ziyarette bulundu. Ziyaretten duyduğu mutluluğu belirterek sözlerine başlayan Saadet Partisi Bursa İl Başkanı Mehmet Atmaca; "Biz de önümüzdeki süreçte iade-i ziyarette bulunacağız. Referandum sürecinde CHP, takındığı tavır ile toplumun ve bizim takdirimizi kazanmıştır. Belki hayır deyişimizin gerekçeleri aynı değil ama toplumu kutuplaştırmamaya yönelik CHP'nin hassasiyetleri hoşumuza gitti. CHP'nin halkın kültürüne ve maneviyatına saygılı davrandığını görüyoruz bu bizi mutlu ediyor. Referandum sürecinde CHP'nin halka yakın olma politikalarının devam etmesini umuyorum" ifadesini kullandı. Gündemdeki konulara da değinen Atmaca; "Gündemdeki bir konu olan kadınlara ayrı bir vagon konusunda toplumun bazı kesimlerinden ciddi bir tepki var. CHP'nin bu tepkiye dahil olmamasını umuyorum çünkü toplumda itibar göreceğini zannetmiyorum. Bu gerçekten bir kadın-erkek ayrımcılığı değil maalesef standardına uygun olmayan ulaşımın bir zaruretidir bu. Vagonlar balık istifi gibi, bu uygun değil. İsteyen karışık binsin ama arzu eden tek bir vagonu kullanabilsin" ifadesini kullandı.
AYNI AMAÇ İÇİN ÇALIŞTIK
Mehmet Atmaca'nın ardından söz alan CHP İl Başkanı Şadi Özdemir; "Referandum öncesi süreçte bizlerin de sizin duruşunuzdan çok memnun olduğumuzu söylemek isterim" diyerek sözlerine başladı. Özdemir; "Ben bu referandumda aslında Türkiye için hayırlı işler yapıldığına inanıyorum. Çeşitli gerekçelerle aslında herkesin özünde memleket meselesi bu ama alttaki temel gerekçelerde farklılıklar olsa bile bence çok önemli şeyler oldu. Çünkü herkesin birbiriyle ilgili önyargıları vardı. Doğrusu bunu destekleyen, geçmişte yaşanmış travmalarda vardı. Burada Saadet Partisi açısından başka, CHP açısından başka travmalar vardı. Aynı şeyler değildi ama herkesin travması vardı. Ve herkes birbirine büyük bir önyargıyla yaklaşıyordu. O yüzden bu süreci önemli buluyorum. Özellikle Saadet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin belki de tarihte ilk kez aynı amaç için çalışmaları ve aynı amaç için oy vermiş olmaları Türkiye'nin gelecekteki barışı için, bir arada kardeşçe yaşaması için çok değerli. Yine MHP'nin büyük bir çoğunluğunun hayır dediğini biliyoruz. MHP ve HDP'nin kendi travma ve önyargılarına rağmen ülke meselesi gördükleri yerde gerekçeleri farklı olabilir ama aynı sonuç için oy vermiş olmalarını da çok değerli buluyorum" dedi.
KATAR'DAN BAŞKA DOST KALMADI
AKP'nin toplumu ayrıştırma noktasına geldiğini belirten Şadi Özdemir; "Uzun zamandan beri Türkiye'de uygulanan siyasal politikalar özellikle AKP zamanında tırmandırıldı ve toplumu ayrıştırma, ötekileştirme, düşmanlaştırma noktasına getirdiler. Bir arada oy kullanabilme başarısı gelecekte ülke meselesi, memleket meselesi olunca konuşulabilir bir ortam yaratıldığına inanıyorum. 7 Haziran'da MHP ve HDP konuşabilseydi bugün Türkiye başka yerde olurdu. Devlet Bahçeli'nin sert ve AKP'ye mecbur eden tutumu bizi bugün bu noktaya getirdi ve geldiğimiz yerde artık dünya Türkiye'den nefret eder noktaya geldi. Çünkü herkesle kavgalı. Dış politikada ince işçilik lazım. Artık itibarsız, dikkate alınmayan ve yalnızlaşan, neredeyse Katar'dan başka dostu kalmayan bir hale geldik. Dolayısıyla bütün bu süreç memleketin hayrına değil. İnançlarımızın ve kültürümüzün de hayrına değil. O yüzden bu durumdan kurtulma umudunu taşıyabilmek, sonrasında yeniden toplumun birlikte bir arada yaşayabilme şansını yakalayabilmek umudu, bu referandum çalışmalarındaki çeşitli birbirilerine karşı duruşları net olan partilerin aynı amaç için, aynı sonuç için çalışmalarını gelecek açısından çok değerli buluyorum. Bu süreçte destek olan sizlere ve sizin gibi diğer siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarına ziyaretler yapıp en azından duruşunuz nedeniyle bir teşekkür etmek gerektiğine inanıyorum. Bu yüzden buradayız ve bunun için teşekkür ederiz. Umarım bu iletişimimizi bundan sonra büyüterek sürdürürüz. Farklı inançlar, farklı bakış açıları var. Zaten demokrasi de bu. Demokrasi farklı inançların, farklı bakış açılarının bir arada yaşayabilmesini sağlamaktır" açıklamasında bulundu.
PARLAMENTER SİSTEMDEN YANAYIZ
"Demokrasi az olanın hakkını, hukukunu korumaktır, çoğunluğun değil" diyerek sözlerine devam eden Özdemir sözlerini şöyle sürdürdü: "O çoğulculuktur. Çoğulculuk, çok olanın dediğini herkese dayatmaktır, demokrasi az olanın hakkını hukukunu korumaktır. Az olan kendini mutsuz, rahatsız hissetmiyorsa; kimliğinden, inancından, duruşundan dolayı o ülkede demokrasi var demektir. Bizim topluma verdiğimiz söz devam ediyor. Biz yine parlamenter sistemden yanayız. Bu sistemin eksiklik ve yanlışlıklarını gayet iyi biliyoruz ve yine aynı vaatteyiz. Niyetimiz belki hepimizin, bu bloğunda sahipleneceği bir Cumhurbaşkanı adayıyla ama sağlıklı, dinamik, toplumla iletişim kurmuş bir adayla gidip cumhurbaşkanını seçip sonra parlamenter sistem kanunlarını çıkarıp, çıkarırken de buradaki eksiklikleri de gidererek yeniden parlamenter sisteme dönüş kısmını bitirince seçime gidip parlamenter sisteme dönmek. Cumhurbaşkanını seçmiş oluyoruz zaten. O nedenle bu görüşümüzü bu inancımızı, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ne zaman yapılacaksa o zaman ortaya koyacağız. Tabi siyasi partiler kanunu da değişecekti. Ne yapacaklarını bilmiyoruz. Muhtemelen dar bölge, her bölgeden bir milletvekili gibi ve barajı da fazla düşürmeden bir değişiklik olacaktır."
YENİ HUZURSUZLUKLAR YARATACAK
Büyükşehir Belediyesi'nin bayanlara öncelikli vagon uygulamasına ilişkin değerlendirmede bulunan Özdemir, bu uygulamaya ileride yaratabileceği yeni sorunlar nedeniyle karşı olduklarını belirterek; "
Vagonlar konusunda hepimizin farklı görüşleri elbette olacak. Bu olaya, kadınlardan isteyenlerin ayrı vagona binmesinden öte bir şey olarak bakıyoruz. Biz kadınların sosyal yaşamın içinde, üretimin içinde olması gerektiğine inanıyoruz. Bir süre sonra o vagonu kullanmayan kadınlar üzerinde yaratacağı baskıyı düşündüğümüzde bu modelin doğru bir model olmadığı kanaatine varıyoruz. Bir kadın bu vagon dışında başka bir vagona bindiğinde, erkeklerin özellikle AKP döneminde kafası tersten çalışan bir grup oluştu maalesef, bu gruba denk geldiğinde onların tacizleri ya da aşağılamaları gibi başka huzursuzluklar yaratacağına inanıyoruz. Bu ayrıştırmanın topluma faydası olmadığını düşünüyoruz. Yoksa kim nereye binmek istiyorsa binsin. Bizi endişelendiren onun arkasından gelecek olan baskılar. Son günlerde basına da yansıyan Bursa'da bir öğretmenin sosyal medya yazdıkları gündeme taşındı. Bursa ne yazık ki bu tür olaylarla anılır hale geldi" açıklamasında bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.