• BIST 9915.62
  • Altın 2439.282
  • Dolar 32.4246
  • Euro 34.6533
  • Bursa 16 °C
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 14 °C

Bu meslekler tansiyonu yükseltiyor

Bu meslekler tansiyonu yükseltiyor
Hipertansiyon hastası olabilirsiniz…

Uzmanların ölümcül olarak tanımladıkları hipertansiyon, aslında bir yaşam tarzı hastalığı. Stres ve beslenme tarzının hipertansiyonun nedenleri arasında olduğu biliniyor. Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özlem Esen, en sık rastlanan ölüm nedenlerinin başında hipertansiyonun geldiğini ancak toplum tarafından yeterince bilinmediğini anlatı.

Yüksek tansiyon sahibi bir hastanın, belirtileri hissetmediğini bunun ancak doğru şekilde ölçerek farkına varılabileceğini belirtti. Yüksek tansiyonu, yaşam tarzı hastalığı olarak tanımlayan Prof. Dr. Özlem Esen, stres faktörü yüksek meslekler, örneğin finans sektörü çalışanlarının yüksek risk altında olduğunu belirtti.

Yüksek tansiyon nasıl ölçülür?

Prof. Dr. Özlem Esen doğru tansiyon ölçümünün, sakin ve rahat bir pozisyonda oturarak ve iki koldan yapılarak tespit edilebileceğini söyledi. Günümüzde dijital cihazların da klasik tansiyon aletleri kadar güvenilir olduğunu belirten Esen, en sağlıklısının her iki koldan birden ölçüm yapılarak en yüksek değerin takip edilmesi olduğunu anlattı.

Beyaz önlük sendromu?

Maskeli hipertansiyon konusuna da dikkat çeken Esen, “% 15 - 20 oranında rastlanıyor. Hasta beyaz önlüklü, doktorun yanında kendini rahat hissettiği için tansiyonu düşüyor. Sinsice ilerlemesi durumunda hasar ancak iç organlara bakılınca anlaşılıyor.” dedi. Bunun bir yaşam tarzı hastalığı olduğunun altını da çizen Esen, bir grip gibi virüse ya da bakteriye bağlı değil. Hayatlarında, stres faktörü yüksek olan örneğin finans sektörü çalışanlarının yüksek tansiyon hastası olma riskleri yüksektir. Bu, aslında hayatınızda bazı şeyleri yanlış yaptığınızın sinyalidir. Arabaların yağ miktarı azaldığında nasıl sinyal göstergesi değişir, hata sinyali verir. Tansiyon yükseldiğinde de bir şeylerin ters gittiğini düşünebiliriz. Bununla birlikte kaygı bozukluğu da tansiyonu yükseltir. Deprem döneminde birçok vaka yaşadık. O dönem çok kaygı ve üzüntü yaşayan kişilerin geçici yüksek tansiyon atakları oldu. Ama bu kişiler daha sonra tansiyon hastası olarak hayatlarını sürdürmediler.” açıklamalarını yaptı.

 “75 yaş üstüne %85 hiper tansiyon riski”

Özlem Esen, ayrıca ömür uzadıkça yüksek tansiyon olma olasılığının % 90’a çıktığına dikkat çekti. Damarlardaki kolajenin, elastikiyetinin azaldığını, kanın daha sert bir duvara çarptığını söyledi. Böylece sertleşen damarların, yüksek tansiyona neden olacağını anlattı. İnsanın damar yapısının 12 – 8 tansiyon ile yaşamaya dizayn edildiğini belirten Esen, tansiyonun 8 üzerine çıktığı an rejenerasyon denilen bozulmaların başladığına işaret etti. Esen, “13 -14 tansiyon sizi öldürmüyor. Ama 10 yıl sonra böbreklerinizde arızalar, göz ve kalp damarlarınızda hastalıklar başlıyor. Kişi ,15’e 9 tansiyon ile de hiçbir rahatsızlık hissetmeyebilir. Çünkü beyin kan akımı dediğimiz, beynimize giden damarlarımız bizim aslında koruma mekanizmamız. Beyin kanamasını engellemek amacıyla damarlar gevşiyor, kan akımı oraya daha yavaş gidiyor. Biz 16 tansiyona alışıyoruz. O kişinin tansiyonunu birdenbire 12'ye düşünürsek, kişi bu sefer düşük tansiyona alışmakta zorluk çekiyor. Gördünüz mü, ben zaten 16 ile yaşamaya alışmıştım, 12 bana iyi gelmiyor diyebiliyor. Oysa daha yumuşak geçişler ile hasta rahatlatılmalı.” açıklamalarında bulundu.

“Sarımsakla limonla tedavi olmaz.”

“Halk arasında limonun yüksek tansiyona iyi geldiği söylenir” diyen Esen, “Gerçekten de soğuk su ile limon karışımı ani yükselen tansiyonu düşürmek için kullanılabilir. İdrar söktürücü etki yapar. Ayran soda ikilisi ise düşük tansiyonu en hızlı yükselten içecektir. Ancak sarımsakla, limonla tedavi olmaz. Düzenli ilaç kullanımıyla tedavisinin yapılması lazım.” değerlendirmelerini yaptı.

“İlacı kullanma oranı maalesef %50.

Özlem Esen, tansiyon ilacının hayat boyu alınması gerektiğini vurguladı. “Çünkü ilacın ömrü 24 saattir. 24 saat sonra ilaç kanımızda kalmıyor ve damarın gevşemesini sağlayacak bir maddeye ihtiyaç duyarız. Dünyadaki bütün bilimsel çalışmalarda, ilacını düzgün kullanan insanların oranı neredeyse %50. Bu çok önemli bir bilgi. İlacını iyi kullananların tansiyonunun hedefte olması yani ilacını aldı, tansiyonu 12 - 8'e ulaştı. Bunların oranı da yüzde 50. Yani o kadar az insan hedef tansiyonda yaşıyor ki. Bunun için de çok sinsi ve öldürücü. Oysa teşhisi kolay, tedavisi kolay bir hastalık. Ancak ilacın devamlılığını sağlamak çok zor. İlaç kullanımı sonrasında da sıkı takip isteyen bir hastalık ve süreklilik arz ediyor.” uyarılarında bulundu.

Kırmızı üzüm, çilek ve kiraz… Tansiyon dostu yaz meyveleri

Özlem Esen, ek olarak kırmızı üzüm, çilek ve kirazın, tansiyon dostu yaz meyveleri olduğuna dikkat çekti. Bu meyvelerin, tansiyon düşürücü özelliği olan antosiyanin maddesi içerdiklerini, porsiyon kontrolü ile belli saatlerde düzenli tüketilmelerinin çok faydalı olduğunu söyledi.

Karpuz yüksek tansiyon yapabilir.

Ancak karpuz tüketimi konusunda da uyarılarda bulundu. Yazın en çok tüketilen karpuzun yüksek tansiyona neden olabileceğinin altını çizdi. Bunun halk arasında çok az bilindiğini kaydeden Esen, “Yazın çoğu hastamız karpuz ve peynirden oluşan diyetler yapıyor.  Eşlik eden ürün de maalesef tuzlu peynir. İkisi birlikte tüketildiğinde vücutta ciddi ödeme neden oluyor. Dolayısıyla karpuzun 2 üçgen dilimden fazlasını önermiyoruz.” diye uyarılarda bulundu.

Sotelenmiş domates kalp dostu

Esen, domatesin içeriğinde olan likopen maddesinin de kalp için çok faydalı olduğunu kaydetti. Ancak bu likopenin enteresan bir şekilde ısı ile temas ettiğinde aktif olduğunu hatırlattı. “Zeytinyağı ile hafif sotelenerek tüketilirse antioksidan değeri kat ve kat artıyor. O nedenle Akdeniz diyetine kalp dostu diyoruz” bilgisini paylaştı.

Lifli gıdalar tüketin

Tansiyon hastalarına son olarak, mutlaka lifli gıdalar ile beslenmelerini öneren Esen, lifin bağırsaktaki gıda kalıntılarını temizlediği, hızlıca bağırsaktan atılmasını sağladıklarına ifade etti. “Toksik olan gıda ile temas süresini azaltıyor. Gıdalar ne kadar uzun süre bağırsakta kalırsa, o kadar çok tuzları emiliyor. O nedenle meyveleri de smoothie gibi değil lifleriyle normal çiğneyerek tüketmeli” dedi.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Hava değişimi kalp krizini arttırır mi?26 Nisan 2024 Cuma 11:55
  • Spora başlamadan önce 3 öneri26 Nisan 2024 Cuma 11:07
  • Sınav stresi diş sıktırıyor26 Nisan 2024 Cuma 10:50
  • Sahte güneş gözlüklerine dikkat26 Nisan 2024 Cuma 09:20
  • Muhtarlık kurumuna gerek var mı?25 Nisan 2024 Perşembe 15:29
  • Yürüyüş yapmak depresyonu önlüyor25 Nisan 2024 Perşembe 12:32
  • Evlenme korkusu nedir?25 Nisan 2024 Perşembe 10:46
  • Alerjik hastalıklara dikkat25 Nisan 2024 Perşembe 10:36
  • Metabolizmanın patronu:Tiroid bezi24 Nisan 2024 Çarşamba 12:28
  • İlişkilerde en sık yapılan hata24 Nisan 2024 Çarşamba 11:31
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2015 Bursa Bakış | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0224. 408 35 78- Haber İhbar Hattı: 0544.201 80 43 Faks : 0224.408 35 78