• BIST 9915.62
  • Altın 2439.282
  • Dolar 32.4246
  • Euro 34.6533
  • Bursa 19 °C
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 24 °C

Ağrılarınızın sebebi duygusal olabilir

Ağrılarınızın sebebi duygusal olabilir
Ülkemizde pek çok kişi ağrı veya kilo problemi yaşamaktadır....

Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk konu hakkında bilgiler verdi. Ülkemizde pek çok kişi baş ağrısı, boyun ve omuz ağrısı, karın ağrısı, migren veya kilo problemi yaşamaktadır. Birçok kişi yaşadığı bu problemleri oturuş problemlerine, yoğun iş temposuna, düzensiz yemekten kaynaklandığı düşünmektedir.

Elbette bu durumlar bu problemlere yol açmaktadır. Fakat hastalığın bir sonuç olduğunu göz ardı etmemek gerekir. Rahatsızlıklarımız birçoğu psikosomatiktir. Anda kalamıyorsak, sürekli sorumluluk alıyorsak, duygularımızı dışa varamıyorsak, sürekli stresliysek ve düşüncelerin içinde boğuluyorsak nasıl oturduğumuza odaklanamayabilir, farkında olmadan çok yemek yiyebilir ve bedenimizi unutabiliriz. Her hastalığın önce ruhta başlayıp daha sonra vücuda sirayet ettiğini bilmemiz gerekmektedir. Ağrıyan bedenimiz aslında kendimizle ilgilenmemiz için bize bir çağrıda bulunur.  Bu zorlukları bir fırsat olarak görebilir kendimizi anlama yolculuğuna başlayabiliriz.

Duygu, düşünce ve bedenimiz bir bütündür. Sokakta sevdiğimiz bir insanla karşılaştığımızda heyecanlanabilir ve kalbimiz atabilir. Sevmediğimiz bir insanla aynı ortamdayken gerilebilir ve yüzümüz kızarabilir. Görüldüğü üzere yaşadığımız birçok olayda duygu, düşünce ve beden bir bütün olarak tepki verir. Bunların birbirinden bağımsız ilerlediğini düşünmek kişinin ruh sağlığına odaklanmasını engeller.

Duygu ve düşünceler belirgindir. Ne hissettiğimizi bazen tanımlamakta güçlük çekebiliriz. Düşünceler ardı ardına belli belirsiz şekilde gelebilir ve onları yakalamak kolay olmayabilir. Oysa esas olan bedendir. Beden somuttur. Bedenimizin bize ne anlattığına kulak verirsek kendimizi daha iyi anlayabiliriz.

Bedenimizin bir dili vardır. Yaşadığımız duygusal ve düşüncesel zorlukların bedenimize yansıma biçimini birkaç örnekle açıklayalım. Örneğin sürekli çevresinin sorumluluğunu alan kişiler veya mükemmeliyetçi kişiler sırt ağrısı yaşayabilir. Bu taşıdığı psikolojik yükün bedene yansımasıdır. Bedeni artık ona daha fazla yük kaldıramayacağını anlatır. Eğer bedenine biraz daha kulak vermezse beden şiddetini daha da arttırır ta ki kişi bunu duyup değiştirene kadar. Sürekli geleceği düşünen kaygılı kişiler baş ağrısı yaşayabilir. Bir saatten sonra işin içinden çıkamadığını hissedebilir ve bu sefer migren atakları ile karşı karşıya kalabilir.

Küçükken bizim psikolojik dişimiz yoktur. Ailemiz ve çevremiz tarafından bize verilen şeyi çiğnemeden yutarız. Gelecekte çiğnemeden yutulan şeyler kişiye zarar verebilir. Nasıl ki reflü, mide ağrısı bir hazımsızlık problemi olabilirse kişinin psikolojik olarak hazmedemediği şeylerde bu fizyolojik şikayetlere yol açabilir.   Sınav çağındaki bazı çocuklar sürekli karın ağrısı çeker. Bu çocuklar başarmak ister. Başarınca görüleceğini ve takdir edileceğini düşünür. Başarmazsa yargılanacağını düşünen çocuk kaygılanmaya başlar.  Bu çocuğun çevresi tarafında öğretilen çiğnemeden yuttuğu davranışların bulunması gerekebilir.

Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk ,''' Kimi kişiler sorunlarını ufalayarak yok etmek isterler. Düşünmemek için çok fazla efor harcarlar. Duygularını o kadar derine gömerler ki bedenleri onlara sivilce ve egzama problemleri ile gelebilir.  Bu sefer sivilcelerini sıkarak yok etmek isterler.  Sivilceyi yok etmek o an işe yarasa da o deriye nüfuz etmiştir. Nasıl ki fizyolojik rahatsızlıklar hemen geçmiyorsa ve bir tedavisi varsa ruhumuzda ilgi ve bakım ister. Kendimize nasıl değer vereceğimizin yollarını aramalı ve kendimizle nasıl ilişki kuracağımızı keşfetmeliyiz. İstek ve ihtiyaçlarımızın ne kadar farkında olup olmadığımızı bilmeliyiz. Bunlar için anda kalmalı ve zorlandığımız şeylere kulak vermeliyiz.  Unutmamalıyız ki dışa vurulmamış duygular içimize gömülürler ve daha sonra daha yoğun ve zor bir şekilde karşımıza çıkarlar.'' dedi.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Hava değişimi kalp krizini arttırır mi?26 Nisan 2024 Cuma 11:55
  • Spora başlamadan önce 3 öneri26 Nisan 2024 Cuma 11:07
  • Sınav stresi diş sıktırıyor26 Nisan 2024 Cuma 10:50
  • Sahte güneş gözlüklerine dikkat26 Nisan 2024 Cuma 09:20
  • Muhtarlık kurumuna gerek var mı?25 Nisan 2024 Perşembe 15:29
  • Yürüyüş yapmak depresyonu önlüyor25 Nisan 2024 Perşembe 12:32
  • Evlenme korkusu nedir?25 Nisan 2024 Perşembe 10:46
  • Alerjik hastalıklara dikkat25 Nisan 2024 Perşembe 10:36
  • Metabolizmanın patronu:Tiroid bezi24 Nisan 2024 Çarşamba 12:28
  • İlişkilerde en sık yapılan hata24 Nisan 2024 Çarşamba 11:31
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2015 Bursa Bakış | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0224. 408 35 78- Haber İhbar Hattı: 0544.201 80 43 Faks : 0224.408 35 78