• BIST 9998.43
  • Altın 2439.282
  • Dolar 32.4246
  • Euro 34.6533
  • Bursa 18 °C
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 17 °C

Hüzünlü bir Ortaçağ güzeli: Polonya

Hüzünlü bir Ortaçağ güzeli: Polonya
Ortasından nehir geçen tüm Avrupa kentleri gibi Krakovi’nin de ortaçağdan kalma bir meydanı var

Meydanın orta yerindeki devasa manifaturacılar çarşısı turistik eşyaların satıldığı bir pazaryerine dönüşmüş, buna karşılık gotik kiliselerle eski belediye binasından yadigâr kırmızı tuğlalı kule çok eski, güngörmüş bir kentte olduğunuzu anımsatıyor. Bu yapı kalabalığına rağmen meydan öylesine büyük ki, üniformalı sürücülerin güdümündeki faytonlar turistleri rahatça gezdirebiliyor. Ve Polonya’nın eski başkenti Krakovi, Avrupa’nın en büyük meydanına sahip olmakla övünedursun, gümüş koşumlu Lehistan katanalarının nallarından kıvılcımlar fışkırıyor.

İstanbul’a bakan heykel

Hayatı boyunca Polonya’nın bağımsızlığı için savaşmış ulusal şair Adam Mickiewicz’in heykeli de burada, Krakovi’nin kalbinden İstanbul’a selam gönderiyor. Üstat bronz mantosuna bürünmüş, uzaklara, sürgünde yaşadığı Sen-Petersburg ve Moskova’ya, arşınlamaktan bıkmadığı Avrupa kentlerine, demir attığı Paris’e ve hayata veda ettiği İstanbul’a bakıyor. Sol eli redingotunun düğmelerinde, sağ elinde bir kitap var. Çoğumuz ‘Polonezköy’ü’ biliriz de, Polonya’nın haritadan silindiği, ülkenin komşuları tarafından paylaşıldığı yıllarda Ruslara karşı savaşmak amacıyla İstanbul’a gelen bu büyük şairin kentimizde koleradan öldüğünü bilmeyiz. Heykelin basamak biçimindeki mermer kaidesinde vatan, kahramanlık, şiir ve bilimi temsil eden kadın yontuları, bu yontuların kucağında öpüşen sevgililer, romantik şairin acılı dünyasının bir parçası gibi.

Hüzünlü bir Ortaçağ güzeli: Polonya

 

Chopin, Paris’te intihara yeltenen Mickiewicz’i piyanosundan çıkan eşsiz ezgileriyle teselli etmeye çalışmıştı, Krakovi kentiyse yüzüncü doğum yıldönümü dolayısıyla 1898’de anısını yaşatmak için bu heykeli dikmiş.Polonya’nın da, tüm eski sosyalist ülkeler gibi, Marksizmin babalarıyla yöneticilerin heykellerini meydanlardan kaldırdığını, buna karşılık sanatçılarına ve krallarına hemen her köşede yer verdiğini belirtmeliyim. Kazimir ve Jagellon hanedanlarının lahitleriniyse, kemikleri İstanbul’dan Paris’e, oradan da Krakov’a getirilen Adam Mickiewicz’inki de dahil, Wavel şatosunun kilisesinde görebilirsiniz.Vistül Irmağı’nın kıyısındaki tepenin yamacına tünemiş şatonun, kuleleri, mazgal delikleri ve surlarıyla eski kente meydan okur gibi bir duruşu var ama bu görünüm sizi yanıltmasın. Tepeye tırmanıp içeriye girdiğinizde Rönesans döneminden kalma bir mimariyle karşılaşıyorsunuz. Belli ki İtalyan ustaların eli değmiş bu mimariye, Sigismond’un eşi kraliçe Sforza sayesinde İtalyan Rönesans’ının etkisi buraya dek ulaşmış. Avlu, küf yeşili kulelerle kırmızı tuğlalı duvarların ortasında bir Akdenizmucizesi gibi parıldıyor.

Hüzünlü bir Ortaçağ güzeli: Polonya

‘Sansarlı Kadın’ı için bile gidilir

Krakovi Avrupa’nın en eski üniversitelerinden birine de ev sahipliği yapmış. Kopernik’in heykeli bu kentin ortaçağdan beri bir bilim ve kültür merkezi olduğunun en somut kanıtı. Bu üniversitenin Türkoloji bölümündeki hocalar ve öğrencilerle tanışmaktan, onlarla ‘Boğazkesen’ romanımı tartışmaktan onur duyduğumu belirtmeliyim. Ama Krakovi’de en çok ilgimi çeken, kentin mimari dokusunun yanı sıra Czartoryskich Prensleri Müzesi’ndeki Leonardo da Vinci’nin ‘Sansarlı Kadın’ tablosu oldu. ‘La Joconde’den sonra Leonardo’nun en çarpıcı yapıtını, portre sanatının doruğu olarak tanımlayabileceğimiz bu eşsiz tabloyu görmek için bile Krakovi’ye gelmeye değer. Ressam, Milano Dükü Ludovic Sforza’nın genç sevgilisini tasvir ederken genç kızın yüz çizgilerini en ince ayrıntısına dek yansıtmakla yetinmemiş, iç dünyasına da nüfuz edebilmiş. Kucağında tuttuğu hayvanla bütünleşen beyaz teni, ne renk olduklarını çözemediğimiz gözleri ve incecik dudaklarıyla ilk bakışta kendi dünyasına çekiyor izleyeni. Ve siyah fondan fışkıran ışıkta el değmemiş bir bakireyi andırıyor. Oysa belli ki upuzun parmaklarıyla okşadığı yalnızca bir sansar değil, cinselliğin ta kendisi. Yolunuz Krakovi’ye düşerse, Czartoryski Müzesi’nin duvarından ‘La Joconde’unki gibi masum gülümsemesiyle ziyaretçileri süzen bu genç kızla (adı Cecilia) tanışmanızı öneririm.

Öldürülen ejderha, kurulan şehir

Krakovi’de yalnızca kralların değil, çağdaş tiyatroya yeni bir anlayış getiren, oyunları dünyanın hemen her ülkesinde, bu arada Türkiye’de de sergilenen ‘Ölü Okul’un unutulmaz yaratıcısı Tadeuz Kantor’un da mezarı var. Sanatçının mezar taşı, kendisi gibi biraz tuhaf ve şaşırtıcı. Kantor afacan bir öğrenci edasıyla sınıftaki sıralardan birine oturmuş ziyaretçilerini kabul ediyor.Polonya’nın yirminci yüzyılda başına gelenleri unutmamak gerekir diye düşünüyorum. Krakovi’nin müzelerini, birbirinden alımlı kiliselerini, bu kiliselerdeki sanat yapıtlarını, çarşı ve parklarını dolaşırken Yahudilerin acı akıbetini düşünmekten de kendimi alamadım.

Nazi işgali sırasında gettolarına hapsedilen, toplama kamplarına gönderilip orada saçlarından sicim, derilerinden abajur yapılan insanların cellatlarına neden boyun eğdiklerini, neden silaha sarılmadıklarını sordum kendime. Krakovi’nin kuruluş efsanesinde kent halkını dize getiren bir ejderden söz ediliyor. Bu canavarın hakkından bir ayakkabıcı gelebilmiş, ona kükürtlü kuzu postları yedirerek. İnsanlığın başına bela olan diktatörlerin hakkından da hilenin, kurnazlığın değil, demokratik güçlerin gelebileceğini biliyoruz artık. Bunca masum insanın kanı boş yere akmadı, kıyımlar başka kıyımları izlese de. Bugün Avrupa Birliği’ne üye Polonya’nın ‘makûs talihi’ Heraklitos’un deyimiyle ‘aynı ırmakta iki kez yıkanılmayacağını’ anımsatıyor bize. Vistül Irmağı bulana durula akadursun, bu coğrafyada yaşanan acılar dünyanın başka yerlerinde de artık son bulsun diyelim.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yılbaşı tatili için unutulmaz rotalar12 Aralık 2023 Salı 11:49
  • ‘Turistik Doğu Ekspresi’ seferleri başlıyor01 Aralık 2023 Cuma 13:30
  • Havayolu hakkında merak edilenler31 Ağustos 2023 Perşembe 14:53
  • Tatil çantanızda olması gerekenler26 Temmuz 2023 Çarşamba 12:37
  • Dinozorların izinde tarihi yolculuk17 Temmuz 2023 Pazartesi 12:29
  • 9 günlük tatile özel kültür turları24 Mayıs 2023 Çarşamba 14:44
  • Karavan Festivali başladı19 Mayıs 2023 Cuma 14:47
  • Bodrum fuarların gözdesi oldu03 Mayıs 2023 Çarşamba 13:37
  • Türkiye’nin gurme lezzetleri02 Mayıs 2023 Salı 10:08
  • THY uçağı acil iniş yaptı08 Nisan 2023 Cumartesi 13:50
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2015 Bursa Bakış | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0224. 408 35 78- Haber İhbar Hattı: 0544.201 80 43 Faks : 0224.408 35 78