Ülke genelinde bir seçim telaşı almış başını gidiyor.
Herkeste bir sevinç ile kaygı arasında belirli belirsiz bekleyiş var geleceğe dair.
İyi güzel seçimler yapılıyor da, ya sonrası ne olacak?
Ekonomi dibe vurmuş, sosyal hayat darmadağın, her gün gazetelerin üçüncü sayfaları boydan boya cinnet, cinayet, taciz, tecavüz haberleri ile dolu.
Her ne kadar sıradan adli vaka gibi görünse de, bu toplumsal bir çöküşün tefrikasıdır.
Diğer tarafta siyasetin dili kontrolsüzce, acımasızca toplumu geriyor.
Bu keskinleşmenin yaratacağı bölünmenin, onarılamayacak sosyal patlamalara neden olacağının sanırım siyasiler bilincindedirler.
Vatandaşın en çok merak ettiği 24 Haziran'dan sonra neler olacak?
Sık sık sosyal medya üzerinde yapılan felâket tellallığı, doğal olarak vatandaşları tedirgin ediyor.
Emeklilerin maaşlarından yüzde 27, memur maaşlarından yüzde 44 kesinti yapılacak iddiaları vatandaşı ok yayı gibi germiş durumda.
Keza bankalarda bulunan döviz mevduatlarına el konması dedikodusu, döviz hesapları olan insanları hareketlendirmiş durumda.
Yani anlayacağınız ekonomide tehlike çanları çalıyor.
Seçim sarhoşluğuna kapılan partilerin yancılarının acaba bu süreçten nasıl nemalanırız yönünde mücadelesi olduğunu görüyoruz.
24 Haziran sonrası sürecin iç ve dış politika anlamında, çok büyük sıkıntının habercisi olduğunu düşünüyor vatandaşlar.
Özellikle, 24 Haziran akşamı sandık sonuçlar açıklandığında siyasi parti liderleri itidalli olmaz iseler, yaşanacak sosyal patlamaların bir numaralı sorumluları olurlar.
Meydanlarda yapılan seçim çalışmalarında birbirlerine karşı söylemlerine dikkat etmelidirler.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’nın partisinin Gençlik Kolları kongresinde CHP için sarf ettiği hakaret içerikli sözler, AK Partili seçmenler tarafından hoş karşılanmadığını bulunduğum ortamlarda duyuyorum.
Böylesine gerilimli söylemler karşısında vatandaş 24 Haziran'sonrası için çok umutlu değil!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.