Siyaset ve medyada uzun zamandır insanların dilinin yayı iyice kopmuş görünüyor.
Ekranlarda, basılı yayın mecralarında yeni bir üslup ortaya çıktı.
Atarlı, giderli, sinkaflı konuşmalar, yazılar oldukça revaçta.
Kimileri bu tür konuşmaları, yazıları yazanları cesur, dobra olarak görüyor.
Dobralık ile patavatsızlık genelde karıştırılıyor.
Ahlaki değerler yerle yeksan ediliyor.
Birilerine yaranmak, ondan faydalanmak adına, ölçüsüz tartısız gelişigüzel yazılar yazan, konuşan bazı tipler kendini büyük gazeteci olarak görüyorlar.
BTSO seçimleri sürecinde çok keskin yazılar yazılıyor.
Destek verdikleri başkan adayı için vıcık vıcık övgü dolu sözler sarf edenler, karşısında olanları tehdit edenlerden tutun, gördükleri yerde önünde takla atanlar var.
Yazıları ile dün yerin dibine sokanlar, bugün bakıyorum kurşun asker konumunda.
Daha açık söylemek gerekirse, 15 Temmuz sonrası İbrahim Burkay’ı FETÖ’cülük ile itham edenler, utanmadan, sıkılmadan yanında yöresinde dolaşıyor, yazıları ile beni gör diyor.
15 Temmuz öncesinde FETÖ’ye saygıda, sevgide kusur etmeyenler, koro halinde beddualar okuyorlar.
FETÖ belasını yıllarca eleştirdiğimizde bizleri tehdit edenler vardı.
Okullarını ziyaret edip, sayfa sayfa övgü dizenler, en büyük FETÖ düşmanı oluverdiler.
BTSO Başkanı İbrahim Burkay’a yüklenen arkadaşlara soruyorum;
17- 25 Aralık yolsuzluk operasyonu olmasaydı, AK Parti ile cemaat ilişkileri devam etseydi, aynı gürültüyü yapabilecek miydiniz?
Bu ülkede sistemi sorgulamaktan korkanlar, kişileri hedeflerine alarak sıradanlaşırlar.
Geçenlerde Bursa protokolü ve basın mensupları, Afrin operasyonu yapan askerlerimize destek vermek için Kilis’teki sınırımıza gittiler.
Kilis Valiliği ziyaretinde çekilen bir fotoğraf sosyal medyaya düştü.
Bu fotoğraf üzerinden, bazı arkadaşlar veryansın yaptılar.
Neymiş; Valimiz İzzettin Küçük, Büyükşehir Belediye Başkanımız Alinur Aktaş ayakta kalmışlar, İbrahim Burkay oturuyormuş.
Devlet ayakta, oda başkanı oturuyor, bu ne densizlik diyerek algı yönetenler oldu.
Fotoğrafı detaylı olarak incelediğimde çok abartılacak bir durumun olmadığını gördüm.
Kilis Valisi’nin bulunduğu yere ancak iki sandalye sığdırılmış, orada Vali Mehmet Tekinarslan ile BTSO Başkanı Burkay bir protokol imzalıyorlar.
Hatta aldığım bilgiye göre, protokol kuralları gereği Vali beye yer verilmiş.
Vali Küçük, projenin BTSO’ya ait olduğunu söyleyip, İbrahim Burkay’ın imzalamasını uygun bularak, Vali Mehmet Tekinarslan’ın yanına oturmasını bizzat kendisi istemiş.
İmza anında 10 saniyelik bir fotoğraf karesi.0
Protokol krizi diyerek, algı yönetmek bence çok yersiz bir durum.
Bu süreçte daha çirkin olan ise, bazı arkadaşların, kendilerinden farklı düşünen insanlara karşı tehditkar yazılar yazarak, kanıtı, delili olmayan ithamlarda bulunarak hedef göstermesi oldukça çirkin.
Bir de kendilerini siyasetin çok üstünde görüp, İl Başkanlarına emir telakkide bulunmak, kendini emniyet mensubu, hakim, savcı yerine koymak, ne kadar doğru orasını bir düşünmek lazım.
Sonra arşivlerden hiç beklemediğiniz anda karşınıza geçmişte yazdıklarınız çıkıverir.
Onun için bir şeyler konuşurken, yazarken sözünüzü tartınız, öyle konuşunuz!
Bu tür yazılar ne İbrahim Burkay’a ne de İlhan Parseker’e artı getirir.
Tam aksine her ikisinin de çalışmalarını baltalar.
Kraldan çok kralcılar, bir bakmışsınız ki celladınız olarak karşınıza çıkar!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.