CHP kurultayı nasıl okunmalı?

CHP’nin 36. Olağan Kurultayı 3-4 Şubat günü Ankara Arena Spor Salonu’nda yapıldı. Ben de yerinde izledim.

Kurultayın birinci günü genel başkan adaylığı, ikinci günü Parti Meclisi seçimleri gerçekleştirildi.

İlk gün salondaki hava Kemal Kılıçdaroğlu’nun tekrar genel başkan seçileceğinin açık mesajını verdi.

Çünkü 1050 kurultay delegesi Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için imzalarını peşin peşin vermişlerdi.

Verilen imzalara baktığımızda ezici bir üstünlükle kazanacağı tahmin ediliyordu.

Muharrem İnce’ye adaylık için 163 delegenin imza verdiği, bu imzaların 48 adedinin mükerrer olduğu divan kurulu tarafından açıklandı.

İnce’nin aday olup olmaması durumu ortaya çıktı.

Bu durum karşısında Kılıçdaroğlu ile yapılan kısa bir görüşmenin ardından, mükerrer olan imzaların Muharrem İnce’nin hanesine yazılması gerektiğini, bu saatten sonra aday gösterilmemesinin etik bir durum olmayacağını ifade etmiş Kemal Kılıçdaroğlu.

Bunun üzerine İnce, böyle bir durumu istemediği, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu lütfunu kabul etmediğini açıkladı.

Kurultayın genel havası fırtına öncesi sessizlik gibi görünüyordu.

Açılış konuşmasını yapan Kılıçdaroğlu, bir saatlik konuşmasında AK Parti’nin iç ve dış politikasına yönelik eleştirilerde bulundu.

Ardından adaylık konuşması için kürsüye çıkan Muharrem İnce, genel siyasete dair eleştirilerinin ardından , parti içi sorunlara ilişkin sert eleştirlerde bulunarak Kılıçdaroğlu ve parti yönetimini topa tuttu.

İnce’nin konuşması tribünlerde bulunan partililer tarafından çoşku ile alkışlanırken, delegelerin bulunduğu kısımda karşılık bulmadı.

Muharrem İnce delegelere hitaben, “Görüyorsunuz örgüt size mesajlarını veriyor, herhangi baskı altında kalmadan kararınızı ona göre verin” diyerek, tribün baskısı üzerinden delegelere bir nevi baskı uygulamaya çalıştı.

İnce’nin sert eleştirilerini bir yandan haklı bulanlar, diğer taraftan üslubunu onaylamadılar.

Bu tarz üslupla siyaset yönetmenin çok zor olduğu, olanğanüstü kriz anlarında duygusal refleksler karşısında sağlıklı kararlar verilemeyeceği açık bir şekilde görülüyor.

Muharrem İnce’den sadece iyi bir ikinci adam olur, fakat parti lideri olamaz kanısı uyandı bende.

CHP’lilerin büyük bir bölümünün değişimden yana olduğunu gördüm.

Fakat bu değişimin Muharrem İnce ile çok sağlıklı olmadığı düşüncesi ile yine tercihlerini Kılıçdaroğlu’undan yana kullandılar.

İnce’ye oy vermeyi düşünen bazı delegeler, konuşmasındaki üslubu doğru bulmadıkları için kararlarını değiştirdirdiler.

Delegeler arasında dolaşan İnce’nin çok gergin olduğu, bazı delegelerle diyalog kurmadığı da dikkatlerden kaçmadı.

Sandıkların açılmasının ardından çıkan sonuca baktığımızda, Kılıçdaroğlu kendisine kurultay öncesinde verilen imzaların aksine 790 oy aldı. Kılıçdaroğlu’na imza veren 260 delege İnce’ye oy vermiş.

İnce ise öncesinde verilen imzaların aksine, 311 fazla oy alarak 474 oy aldı.

CHP’de bundan sonra ki, süreçten neler olur?

Bazılarına göre, CHP’de kopmalar olacak, yeni bir parti ortaya çıkacak.

Bence tam aksine, çok büyük kopuşlar olmayacak, İnce de “CHP benim partim, bir yere gitmem, mücadeleme devam edeceğim” diyecek.

Parti Meclisi seçiminde, Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinde büyük oranda gedik açılacağı konuşuluyordu.

Çıkan sonuca baktığımızda, tahminlerin aksine, birkaç isim dışında Kılıçdaroğlu’nun listesi delinmedi.

Liste dışında kalan iki isim Mehmet Bekaroğlu, Sezgin Tanrıkulu oldu.

Parti Meclisi listesinde CHP Bursa il örgütü güçlü bir şekilde çıktı.

Bilim Kurulu listesinde Lale Karabıyık 931 oy alarak liste birincisi oldu.

Anahtar listede yer alan Orhan Sarıbal 592 oy alarak 52 kişilik listede 6’ncı sıraya çıktı.

Sarıbal anahtar listede yer almasa bile, listeyi delerek PM’ye girmesi büyük bir olasılıktı.

Bu arada kurultay salaonunda Orhan Sarıbal’ın ekibi çok yoğun bir şekilde kulislerde çalıştılar.