AK Parti’de teşkilatlarda başlayan yenilenme ve değişim süreciyle birlikte, ilçe başkan adaylarının belirlenmesi devam ederken, bir yandan ilçe kongreleri ile adaylar delegelere onaylatılıyor.
Diğer taraftan aday olmaları istenmeyen teşkilat yöneticileri, uygulanan yöntemden rahatsızlık duyuyorlar.
Tüm siyasi partiler için 2019 seçimleri kader seçimi olduğu gibi, bu durumun AK Parti için de geçerli olduğunun altını çizelim.
Mevcut siyasi tabloya göre, yapılan araştırmalar, anket sonuçları AK Parti için hiç iç açıcı değil.
Genelden Bursa yereline dönüp baktığımızda bu tablonun, Bursa için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz.
İlçe teşkilatlarında seçim deneyimi olan, faydalı olabilecek yöneticilerin saha dışına itilmeleri, yerlerine seçim deneyimi olmayan yeni isimlerin gelmesinin, 2019 yerel seçimlerinde alan çalışmasında büyük bir sıkıntı oluşturacağı ifade ediliyor.
Elbette siyasette dönemsel olarak kan değişimi gerekiyor. Uzun dönem yönetim kadrolarında bulunanların hantallaştığını, siyaseti rutine bağladıklarını görüyoruz.
Fakat bu durum tüm teşkilat yöneticileri için geçerli değil, olmamalı!
AK Parti’nin en hareketli döneminin, Sedat Yalçın’ın il başkanlığı döneminde olduğunu yakından bizzat gözlemledim.
Yalçın döneminde kentin sorunlarına dair araştırmalar yapıldığını, bu konularda paneller, konferanslar düzenlendiğini biliyoruz.
Cemaatlerin, derneklerin, vakıfların ilçe başkanı belirleme noktasındaki baskılarının etkin olmaları, kafalarda kripto FETÖ’cülerin parti teşkilatları içinde dernekler ve vakıflar vastası ile konumlandırldıkları dedikodularına, iddialarına yol açıyor.
AK Parti cemaatlerin etkisinden çıkmadığı sürece, 2019 yerel ve genel seçimler dahil, beklediği yüzde 51 artı 1 oyu alması mümkün olmayacak.
Demokrat Parti İl Başkanı Ali Biliz’in, Gemlik Belediye Başkanı Refik Yılmaz ve bazı teşkilat yöneticileri için ortaya attığı FETÖ’cülük ididaları, yenilir yutulur cinsten değil!
Bu konuda ne Gemlik Belediye Başkanı Refik Yılmaz’dan ne de AK Parti’nin yetkili organlarından bir ses çıktı!
Bazı görüştüğüm AK Partili siyasetçilere sordum;
“Partinizde hala FETÖ’cü olarak tanınan insanlar aktif görevde bulunuyorlar mı?”
Siyaseti gerçekçi olarak değerlendirenlerin yaptığı yorum, “Aslına bakarsanız, AK Parti, FETÖ mevzusu, tavuk yumurta hikayesine benziyor” şeklinde.
AK Parti’nin kuruluş sürecinden tutun, 2013 yılı 17- 25 Aralık sürecine kadar iç içe geçmişlik var. Hatta o süreçteki kavgada bir sulh ortamı oluşması için çabalar gösterildiğini, 15Temmuz darbe girişimiyle köprülerin atıldığını anlatıyorlar.
Her ne kadar ilişkilerini kestiğini söyleyenler olsa da bunun bir takiye olduğunu düşünüyorlar.
AK Parti gerçek anlamda Türkiye partisi olacaksa, cemaatlerle olan göbek bağını tamamen kesip atmalıdır.
Aksi halde AK Parti için 2019 seçimleri tam anlamı ile sıkıntılı bir sürec olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.