CHP çok partili süreçten bu yana 62 yıldır her girdiği seçimde kan kaybediyor.
Her türlü olumsuzluğa rağmen yüzde 20 oranında bir kült seçmeni olduğunu görüyoruz.
CHP’nin yüzde 20- 30 arasında gel git oy oranının sosyolojik bir tanımının olması gerekiyor.
CHP’nin yönetim kadroları, Türkiye seçmen profilini çözmek için yıllarca partiyi bir hastane laboratuvarına çevirdi.
Dönemin ruhuna göre söylemler yapıp, koşullara göre aday çıkararak bekledikleri hiçbir sonucu elde edemediler.
Yönetimi elinde bulunduranlar, partide kendi hükümranlıklarını ilan ederek, parti örgütlerini, tabanı, seçmeni kendilerinin tebaaları olarak gördü.
Sözde demokrasicilik oyunu oynanarak, özde yukardan aşağı dayatma politikaları ile parti örgütlerini işlevsiz hale getirip niteliksizleştirdiler.
Deniz Baykal’lı CHP sürecinden bu yana ‘benmerkezci’ anlayış bugüne kadar süregeldi.
Her seçim yenilgisi sonrası tabanla dalga geçercesine, alınan olumsuz sonuçları başarı olarak görüp koltukları terk etmemek için daha sıkı sarıldılar.
24 Haziran seçimlerinin yapıldığı gece yaşananlar, tam anlamı ile skandal ve karanlıkta kalmıştır.
CHP genel merkezi tamamı ile seçmen karşısında güvensizlik telkin etti.
Seçmen partililer, yarı yolda bırakıldıklarını, aldatıldıklarını, bulundukları her ortamda dile getiriyor.
CHP yöneticilerinin 24 Haziran akşamı yaşananları, yalansız, riyasız bu halka anlatmak gibi tarihi bir görevleri vardır.
Seçim akşamı yaşananlar açıklanmadığı sürece, CHP yerel seçimlerde çok büyük hayal kırıklığına uğrayacak.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Cumhurbaşkanı Muharrem İnce dün akşam aile yemeğinde buluşarak değerlendirmelerde bulunmuşlar.
Yemek sonrasında İnce, gazetecilerin sorusu üzerine bir açıklama yaptı.
İnce, "Kılıçdaroğlu'ndan bana teklif gelmedi, ama benden ona bir teklif gitti. Yarış içinde olmayacağımı söyledim. Kendisine onursal başkanlık teklif ettim. Ben imza toplamayacağım, ama hayır derse örgüt kendisi çözecektir bu işi" dedi.
Şeffaflığına, dürüst davranışına helal olsun. Ne yaşadıysa, ne düşünüyorsa onu yansıtıyor. Takiye yapmıyor. Bu çok önemli bir özellik.
Tabi ardından Kılıçdaroğlu’nun yanıtı hiç gecikmedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, ‘’Özel bir yemekti, bağlamından koparılması siyasi nezaketsizliktir’’ cevabını yapıştırdı.
Bursa İl Başkanlığında yönetim, ilçe başkanları, milletvekilleri, milletvekili adaylarının bulunduğu seçim değerlendirmesi toplantısında, yapılan konuşmaları kelimesi kelimesine servis ederek mahremiyetlerinin ortaya dökülmesi bile bu partinin niteliğini sorgulamaya bile yeter!
İnce’nin açıklaması, Bursa ilde yaşanan vaka karşısında çok masum kalıyor.
CHP’de aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağıya köklü bir devrim gerekiyor, hatta şart.
Aksi durumda CHP öyle bir döneme gelir ki, DP, ANAP, AP gibi tabela partisi olarak siyasi yaşamına devam etmek zorunda kalır!
Kendisine oy veren yüzde 20 kemik seçmenini de bulmaz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.